Milletvekili olacak isim tanınır olması lazım…
Tanınır olmalı ki partisi kendisini tanıtmak için enerji harcamasın.
***
Milletvekili olacak isim bilinir olması lazım…
Bilinir olmalı ki seçmen nasıl biri ve hangi özelliklere sahip olduğunu zaten biliyor olsun…
***
Milletvekili olacak isim güvenilir olması lazım…
Güvenilir olmalı ki inanlar güven duymadıkları bir kişiye sempati de duymaz.
***
Milletvekili olacak ismin samimi olması lazım…
 Samimi olmalı ki siyasette en başarılı seçim çalışması samimiyetten geçer.
***
Milletvekili olacak isim koltuğa yakışan olması lazım…
Koltuğa yakışmalı ki seçmen ismini duyduğunda “Bu adam seçildiğinde bu işi layığı ile yapar” diyebilsin.
***
Sonuç olarak:
Partisine verdiği emek, yaşam tarzı, iş yaşamındaki başarısı, aile düzeni gibi kriterler de elbette önemli ama yukarıda saydığımız 5 kriter milletvekili adayı gösterilecek adaylar için daha büyük önem taşıyor.
***
Bugüne kadar çeşitli partilerden çok sayıda isim milletvekili aday adayı olarak çıktı ortaya.
Öyle ki; partilerde tam anlamıyla aday adayları bolluğu yaşanmaya başladı.
Aralarında, yukarıda saymış olduğumuz ve “önemli” dediğimiz 5 kriterin tamamını ya da birkaçını üzerinde barındıran isimler var…
O yüzden aday adaylığı o isimlerin üzerinde hiç sırıtmadığı gibi aksine yakışıyor da…
***
Şartları uyan her vatandaşın müracaat hakkı var olmasına var ancak:
Söz konusu 5 kriterden birinin bile üzerine oturmadığı isimlerin aday adaylığı müracaatında bulunması, insana ister istemez “Bu neyin hak edilmişliği?” diye resmen sorgulatıyor!

1-56

2-38

************

GELDİLER, YAPTILAR VE GİTTİLER KATEGORİSİNE BİR İSİM DAHA EKLEYECEĞİZ…

Emine Nur Günay iki dönemdir Eskişehir milletvekilliği yapıyor.
Önümüzdeki seçimler için aday adaylığı müracaatını Eskişehir yerine İstanbul için yaptı.
***
Aday adaylığı başvurusunu niçin İstanbul seçim bölgesi için yaptığını da “Ailevi nedenlerden dolayı milletvekili aday adayı olmayı düşünmüyordum, partinin bütün vekillere zorunlu tutması üzerine İstanbul’dan müracaatımı yaptım” sözleriyle açıklamış.
***
Gösterdiği gerekçe, zorunlu aday adayı müracaatında bulunuyor olsa da neden müracaatını Eskişehir’den değil de İstanbul’dan yaptığını geçerli kılmıyor.
Demek ki bundan sonra kendisini Eskişehir’de göremeyeceğiz…
Tıpkı Tayfun İçli’yi, tıpkı Süheyl Batum’u, Nedim Öztürk, Muharrem Tozçöken’i, vekillik görevi bittikten sonra göremediğimiz gibi…
Geldiler, yaptılar, gittiler kategorisine bir isim daha ekleyeceğiz…

EMİNE-2

,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,

SİZ GÖRMEZDEN GELİYORSUNUZ DİYE BU ÇOCUKLAR GÖRÜNMEZ Mİ OLUYOR SİZCE?

Dört tane cin gibi çocuk…
Yaşları 10 bilemediniz 12…
Her biri okul, her biri daha oyun çağında…
Her biri yabancı uyruklu…
***
Belli ki babaları bir el arabası bulmuş ya da almış, vermiş ellerine…
Çöpe atılan atık kağıtları topluyorlar şehrin ana caddelerinde…
Boyundan iki-üç kat yüksek olan el arabasına kağıtları dahi zor atıyorlar…
El arabasına yükledikleri atık kağıtları sıkıştırmak için 20 kilo bile gelmeyen vücut ağırlıklarıyla zıplayıp duruyorlar…
***
Şehrin en kalabalık caddesinde kimse görmüyor onları iyi mi?
Dönüp de kimse bakmıyor!
Kimse “Çocuk yahu bunlar!” diye isyan etmiyor…
İnsan yerine koymuyor hiç kimse!
Herkesin gözlerinin önünde kimsesizlikleriyle adeta görünmez hale gelmişler…
***
Onlar o küçücük yaşları ve bedenleriyle herkesin her halini imrenerek, özenerek, yutkunarak görüyorlar da herkes onları görmüyor, görmek istemiyor, görmemek için kendini zorluyor…
Ama görmezden gelindiği için bu çocuklar görünmez olmuyor…
Görün artık şu çocukları!

3-26