-Başkalarının kaybetmesi ile kazandığını zannedenler varsa…
***
-Başkalarının fakirleşmesinden dolayı zenginleşmiş gibi haz duyanlar varsa…
***
-Başkalarının düştüğü kötü durum nedeniyle kendilerini iyi hissedenler varsa…
***
-Başkalarının mutsuzluğundan mutluluk elde edenler varsa…
***
-“Ben kazanmayayım ama yeter ki başkaları da kazanmasın”diye düşünenler varsa…
***
-“Küçük olsun ama sadece benim olsun”diyerek başkasına yaşam hakkı tanımayanlar varsa…
***
-Başkalarının başına gelen her kötü olayda içten içe sevinenler varsa…
***
-Komşusu için“O olmasın da kim olursa olsun”diye düşünenler varsa…
***
-“Düşmanımın dostu benim de düşmanımdır”diye davrananlar varsa…
***
-Aynı masada övgüler düzdüğü insana, daha masadan kalkar kalkmaz sövgüler yağdıranlar varsa…
***
-Yüzüne“Seni takdir ediyor bunu da her yerde de söylüyorum”deyip, arkasından“Bu da bir b… yaramaz adamın teki”diyerek saydıranlar varsa…
***
Kısacası…
Bir şehirde bu saydığımız özelliklere, kişiliklere ve tiyniyetlere sahip insanlar varsa, o şehirde birlik, beraberlik, dürüstlük, samimiyet, nezaket, zarafet yoktur…
***
Bu kadar yazdıktan sonra çıkıp“Bizim yaşadığımız şehirde durum nasıl?”diye bir soru geliyorsa aklınıza, bu sorunun da cevabını şöyle bir çevrenizde yaşayanlara bakıp siz cevaplandırın…
***
Kimler yaşıyor bu şehirde? Yaşayanlar nasıl davranıyor? Hangi özellikleri ön plana çıkıyor?
***
Tek tek süzgecinizden geçirip“Bu şehir nasıl bir şehir?”cevabını kendiniz verin…
Olmadı…
İsterseniz uzun uzadıya oturup düşünün“Bu şehirde birlik ve beraberlik niçin yok?”diye…
BİR MAL ÜÇ ETİKET!
Bir dostumuz anlattı dün…
Markette bir malın üzerinde ki fiyat etiketine bakmış.
Biraz daha dikkatli bakınca, altında başka bir etiket daha görmüş.
Şöyle bir eliyle yoklamış ki, aslında etiketlerin üst üste konulmuş 3 ayrı etiket olduğunu fark etmiş.
***
Üçünü de çıkartmış yerinden…
En alttaki etiket, malın gerçek fiyatıymış…
Ortadaki ise, aynı malın zamlı fiyatı…
En üsteki ise kampanya çerçevesinde belirlenen yüzde 10 indirimli fiyat.
***
Dostumuz “Vallahi market fiyat etiketi yetiştirmekten birini çıkartıp diğerini koymak yerine, üçünü de üst üste koyuvermiş” dedi önce…
Ardından daha ilginç bir şey söyledi…
-“İkinci etiket. Yani ortada bulunan zamlı etiket üzerinde yazan rakam, en üste konulan ve yüzde 10 indirimli olduğu belirtilen etiketten daha azdı. Yüzde 10 indirimli etiket, altındaki diğer etiketlerden rakam olarak daha çoktu”
ERKEN SEÇİM SAÇLARI DİKEN DİKEN EDİYORDUR!
Milletvekili saçlarını kestirmek için berbere gitmiş.
Oturmuş berberin koltuğuna.
Berber saçları ıslattıktan sonra “Efendim erken seçim olacak mı?” diye sormuş.
Milletvekili “Yok”demiş.
Berber saç kesmeye devam ederken, birkaç dakika sonra bir daha somuş “Erken seçim var mı?” diye.
Milletvekili yine “Yok” demiş.
Berber bir müddet sonra üçüncü kez sorunca milletvekili sinirlenerek “Niye durup durup soruyorsun? Erken seçim yok dedik ya” demiş.
Bunun üzerine berber şu yanıtı vermiş:
“Efendim ben erken seçim dedikçe sizin saçlarınız diken diken oluyor. Makasa geliyorlar, çok kolay kesiyorum”
***
Şu sıralar erken seçim iyiden iyiye dillenmeye başladı.
Bu erken seçimi istemeyenlerin başında da yeni milletvekili olanlar geliyor.
Zira...
Milletvekili emeklisi olabilmeleri için 2 yıl süre ile milletvekili kalmaları yani erken seçimin 2 yıl geçtikten sonra yapılması gerekiyor.
İki yıl geçmeden yapılacak bir erken seçim, emekliliklerini ortadan kaldırıyor.
O yüzden...
Şu sıralar pek çok yeni vekilin “Erken seçim” lafını duyar duymaz tıpkı fıkradaki gibi saçlarının kesin diken diken olduğuna eminiz...