Önce böyle bir yazıyla midenizi bulandırdım.
Tüm okurlarımdan özür dilerim.
Çok vurdumduymazların arasında kaldık.
İnsan pis olurda bu kadar da olmaz!
Arkadaşımla sohbet ediyorum.
Onun solundaki bey hem dinliyor hem de sohbete katılıyor.
Bir ara gözüm kaydı baktım.
Adam işaret parmağını burun deliğinden içeri sokup bir şey arıyor.
Neyse aradığını buldu da o da biz de rahat ettik.
Derken o çıkardığı sümükümsü şeye baş parmağını dahil etti.
Hem yuvarlıyor hem de sanat eserine bakıyordu.
Adam burnundan sümük çıkartıyor. Midem bulandı.
Sonra hiçbir şey yokmuş gibi yüzümüze bakacak kadar küstahlaşıyor.
Ertesi gün gittiğimde arkadaşıma “Kimdi o adam?” Diye sordum.
Cevap beni bir daha şaşırttı.
“Ben tanımıyorum o masadakilerin arkadaşı herhalde” dedi.
Ben de kızarak “Senin o masada ne işin var” dedim.
O da bana “Nezih benim yanımdaydı fark etmedin mi?”
Neden kalktığımı anlamış. Ben de bu insanlara yaptığı şeyin yanlış olduğunu bizler anlatmadıkça bu insanlar çoğalır. Bunları ikaz edelim arkadaşım dedim.
O da bana: “Daha ne tipleri var bunların sen görmemişsin?
Adam kaldırımda burnunu yere sümkürür elini de ağaç gövdesinde temizler” demez mi?
Hadi sokağa tükürenlerimiz çokta bunlara ceza neden yok?
Sonra Avrupa ve Amerika filmlerini seyreder insanların dışarıdan gelip evlerine ayakkabı ile girmelerini tenkit edip ayıplarlar.
Sen onların sokakları görmemişsin? Senin evinden temiz.
“O insanlar senin gibi yollara işemiyor. Ulan ben sıçanınızı gördüm.”
Sonrada “temizlik imanın yarısıdır” deriz.