CHP’nin il kongresi sonrasında kazanan taraf galibiyetin sevincini yaşıyor.
***
Kaybeden tarafta ise “İhanete uğradık! Bizim belirlediğimiz delegeler bizi sattı” feryadı var.
***
Aslına bakarsanız “İhanete uğradık” diyenlerin içinde bir-iki kongre öncesinde karşı tarafta olup, o tarafa ihanet ederek bu tarafa gelmiş isimler var…
***
Velhasıl…
O gün o tarafa ihanet edip bu tarafa gelenler, bugün bu tarafta ihanete uğradığından yakınıyor.
***
Bugün ihanete uğradığından yakınanlar belki de gelecek kongrede ihanet edip karşı tarafta yer alacak!
Bugün birilerini ihanet ettikleri için “Hain” ilan edenler, bir sonraki kongrede muhtemelen ihanet edip “Hain” ilan edilecek
***
Aslında bu durum yıllardır CHP’nin baş edemediği bir hastalık.
Bugün birlikte olanlar yarın sık sık karşı karşıya geliyor.
Rakip taraftan gelen omuzlara alınırken, rakip tarafa gidenler hainlikle suçlanıyor.
O yüzden de CHP’de siyaset yapanların birbirlerine karşı hissettikleri kuyruk acısı bir türlü bitmiyor.
Sonuç olarak…
CHP’de birilerini hainlikle suçlayanlar, kast ettikleri hainlik konusunda en az suçladıkları kişiler kadar defolu aslında!
,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,
TÜRKÇE VE İNGİLİZCE “EMEKLİ” YAZDIĞINIZDA…
Aşağıdaki iki fotoğrafa iyi bakın!
Soldaki ilk fotoğraf, internet arama motoru Google’a Türkçe “Emekli” yazdığınızda önünüze gelen fotoğraflar…
Sağdaki ikinci fotoğraf ise aynı internet arama motoru Google’a İngilizce “emekli” anlamına gelen “retired” yazdığınızda önünüze gelen fotoğraflar.
***
Türkçe “Emekli” yazdığınızda Türkiye’deki emeklilerin, yüzleri gülmeyen, düşünceli, hayattan bezmiş fotoğraflarını görüyorsunuz.
İngilizce emekli anlamına gelen “Retired” yazdığınızda ise yabancı ülkelerdeki yüzleri gülen, eşleri ile tatil yapan, sevgi dolu, mutlulukları yüzlerinden okunan insanların fotoğrafları çıkıyor karşınıza…
***
Çok şey söylemeye, çok şey yazmaya gerek yok…
İki dilde yazılan “Emekli” kelimesi bile bizim ve onların emeklilerinin ne halde olduğunu açıkça ortaya koyuyor…
,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,
HERKES YİYEBİLDİĞİ KADAR YİYOR “YEMEDİM” DİYOR İYİ Mİ?
Konya'lıların iyi bildiği bir hikâyedir bu.
Bilenler mutlaka vardır.
Biz bu hikâyeyi bilmeyenlere anlatalım istedik.
***
Köylerin Ağaları toplanmış bir gece.
Geç saatlere kadar sohbet sürmüş.
Gecenin bir yarısı acıkmışlar tabii.
Göz gözü görmeyen zifiri karanlıkta sürünün içinde kuzu diye Eşek sıpasını kesip bir güzel yemişler.
Sabah olunca bir de bakmışlar ki yedikleri Kuzu değil, Eşeğin yavrusu.
***
Ağalardan biri “Anaa! Biz ne yaptık böyle?” derken…
O demiş “Ben yemedim” bu demiş “ben yemedim”
Soruyu soran ağa “Ulan sen yemedin, o yemedi de, koskoca Eşek sıpasını kim yedi o zaman?”
***
Bildiğimiz hikâyeye dün bir yerde rastlayınca aklımıza geldi…
Aslında ülkedeki yönetim anlayışını da ortaya koyan bir hikaye olduğunu düşündük.
Hani şu herkesin yiyebildiğince yediği ama hiçbirinin yemediği yönetim anlayışını…
,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,