-Alternatif Güney ve Kuzey çevre yolları bugüne kadar yapılmış olsaydı…
***
-Tramvay hatları ilk başta planlanırken daha özenli davranılsaydı…
***
-Atatürk Caddesi’nin devamını Gar binası, Ali Fuat Güven caddesinin devamını Tülomsaş duvarı kesmeyip bu caddeler bu duvarları atlayarak Kütahya ve İstanbul yoluna bağlanabilseydi…
***
-Şehir merkezi dışına taşınan resmi kurumların binalarına bir başka resmi kurum getirip konulmasaydı…
***
-Otoparkların sayısı biraz daha fazla olsaydı…
***
-Trafiğin en yoğun olduğu caddeler üzerinde araç parkları ve duraksamalara müsaade edilmeseydi (Hala ediliyor)
***
-Kızılcıklı’nın devamında ki Seylap Sokak’ta istimlak yapılarak yolun genişletilmesine mahkeme "Dur" demeseydi…
***
-AVM ler getirip şehrin ortasına konulmasaydı örneğin…
***
-Şehir merkezinde birbirine bu kadar yakın ve çok sayıda ışık olmasaydı…
***
Birkaç mahalleyi birbirine bağlayacak yeni bulvar ve caddeler açılabilseydi mesela…
***
-Adliyeyi getirip şehir merkezine, Kültür Merkezi de getirip tam karşısına yapılmasaydı…
***
Bu gibi örneklerin sayısı bu denli fazla olmasaydı, Eskişehir trafiği muhtemelen bugünkü halinde olmazdı…
***
Bu örnekler Eskişehir trafiğini hafta içinde pik saatlerde, hafta sonları ise gün boyu zora sokuyor.
Eğer bugünden bir şeyler yapılmazsa trafik Eskişehir’in gelecekteki kabusu olacak sanki…
BÖYLE AŞAĞILIK BİR BAKIŞ AÇISI DAHA GÖRMEDİM!
Avrupa’da yaşayan Türk seçmenle röportaj yapılıyor.
Seçimde kime oy vereceğini soruyor röportajı yapan.
“Tabi ki Recep Tayyip Erdoğan’a vereceğim” diyor.
“Neden?” diye soruyor röportajı yapan.
***
“İyi yönetti” dese, “Yol yaptı” dese, hatta “ülkeye çağ atlattı, ekonomiyi düze çıkardı” falan bile dese kabul edeceğim.
Ama ne diyor biliyor musunuz bu vatandaşımız!
“Mültecilerin Avrupa’ya gelmesini engellediği için, onları Türkiye’de tuttuğu için oyumu Erdoğan’a vereceğim” diyor iyi mi?
***
Bu kadar aşağılık bir bakış açısı olabilir mi?
Adamın ülkesi umurunda bile değil!
Yaşadığı Avrupa ülkesine mülteciler gelmediği için, bunu da Erdoğan sağladığı için destekleyeceğini söylüyor.
Kişisel menfaatinin adeta dibine vuran bir anlayış bu…
Ve maalesef bulunduğu Avrupa ülkesinde, mültecilerden uzak ve rahat bir yaşam sürme adına oy tercihinde bulunan bu gibi vasat insanların verdiği oylar, bizim nasıl yönetileceğimizi belirliyor!
TAVANDA ALINAN KARAR TABANI BAĞLAMIYOR İŞTE!
DSP genel başkanı Önder Aksakal iktidarla anlaştı ve seçimlerde Cumhur ittifakını destekleme kararı aldı.
Bunun üzerine kendisi ve partinin iki üst yöneticisi AK parti listelerinden milletvekili adayı gösterildi.
Önder Aksakal’ın Cumhur İttifakını destekleme kararı üzerine DSP’de yoğun istifalar yaşandı.
Aksakal, kendi partilileri tarafından “Partiyi üç koltuğa sattın” tepkisiyle karşılaştı.
Kısacası.
DSP Genel başkanının Cumhur ittifakını destekleme kararı parti tabanında çok da kabul görmedi.
Bunun bir örneği de Eskişehir’de yaşandı.
Genel Başkan yardımcısı Dilara Tambova ve il başkanı Hüdaver Bekler’in istifasının ardından, Tepebaşı ilçe başkanlığı, seçimde genel başkanlarının aksine Millet İttifakının adayını destekleyecekleri yönünde bir karar aldı.
Aldığı kararı da parti binasına astığı pankartla duyurdu.
Ne diyelim?
Demek ki siyasette tavanda alınan karar tabanı çok da bağlamayabiliyor!