Çocukların umutla, yaşlıların anılarla yaşadığı bir dünyanın özlemini çeke çeke öleceğiz anlaşılan! Umut denilen şey, çocuklarımıza koyduğumuz isimlerde kaldı. Adalet mi? O’da kızımızın ismiydi.
Nasıl umut edelim? Doğanın gazabına çareler ararken, bir taraftanda ormanlarımızı yakarak lüks otellere yer açıyoruz. Sonra 45 derece sıcaklıktan şikayetçi oluyoruz.
Ormanlarını yak sonra yağmur duasına çık! Tam bize uygun bi davranış. İçilecek su barajlarını kirlet sonra arıtma tesisleri kur.
Ekonomimiz: 2024 de biraz 2025 de tamamen iyileşecek umuduyla yaşayalım Da
Hangi çocuk geleceğe umutla baksın.
Ülkemiz Suriyeli sığınmacılarla doldu. Ucuz iş gücü diye onları ülkemizde tutuyormuşuz. Beş milyon insan sığınmacı olur mu? Üniversite bitirmiş işsiz çocuklarımız geleceğe nasıl umutla baksın. İşsiz insan sayımız Ocak 2023’te 8 milyon 353 bine yükseldi.
Ekonomik politikalar yüzünden yaşlılarımız geçim sıkıntısı içinde.
Anı düşünecek zamanı yok? Bırakalım anıları, anı kurtarmak için iş arıyorlar iş...
Kim mi? Emekli kardeşim, emekli...yerlerde emekliyor. Emeklinin halini görün artık. Ülke insanımıza tabağındaki öğünü küçültün diyenler; Audi 8 lerle iş yerine giderken, bize sabır dileyip kendileri ziyafet sofralarını nasıl kurduruyorlar. Atalarımız: “Tok açın halinden anlamaz” sözünü boşuna dememiş.
Sevgisizliğin, görgüsüzlüğün, kötülüğün gündelik hayatımızın ayrılmaz bir parçası olduğu bu dünyada bir parça olsun iyiliği hatırlamaya ihtiyacımız var. Eskiden aile büyüklerinin yardımı ile geçinirdik. Komşuluk dayanışması vardı. “Komşuda pişer bize de düşer” derdik. Şimdi: Her şey yerle yeksan oldu. Gel de geleceğe umutla bak!