-Belediye başkan adayını genel başkan belirlerse, o belediye başkanı parti örgütünü iplemez.
***
-Milletvekilini belediye başkanı belirlerse, o Milletvekili partiyi ve örgütünü takmaz.
***
-İl başkanını belediye başkanı belirlerse, o il başkanı partiyi de, örgütünü de partinin başkanını da umursamaz.
***
-Parti yöneticilerini milletvekili ya da belediye başkanı belirlerse, o yöneticiler il başkanını hayatta dinlemez.
***
-Meclis üyelerini belediye başkanı belirlerse, o meclis üyeleri partiye adımını dahi atmaz.
Çünkü…
Partide bir yerlere gelenler, önce kendisini o makama getirenlere tabi olur.
Gerisi onu kesinlikle ırgalamaz.
***
O halde…
-Genel başkanın belirlediği belediye başkanına…
***
-Belediye başkanının belirlediği milletvekiline…
***
-Belediye başkanı ve milletvekilinin belirlediği il başkanına…
***
-İl başkanının belirlediği yöneticiye…
***
-Belediye başkanının belirlediği meclis üyesine de, kusura bakmayın ama: hiçbir partili çıkıp “benim başkanım, benim vekilim, benim yöneticim” diye sahip çıkmaz…
ÜÇ YIL ÖNCE BUGÜNÜ YAZMIŞIZ!
Bundan tam üç yıl önce bir yazı kaleme almışız…
Yazıda, içkiye yapılan fahiş zamları anlatmışız önce…
Ardından enflasyonun sürekli yükseldiğini ve insanların alım gücünün düştüğünü söylemişiz.
Devamında ise kiraların ve maliyetlerin aşırı yükseldiğini ifade edip “Bu durum önümüzdeki senelerde daha da kötü hale gelecek gibi” diyerek, özellikle gece mekanlarının bu süreci kolay atlatamayacağını, bir çoğunun kapanmak durumunda kalacağını, ayakta kalıp direnmek isteyenlerin de yeni yöntemler uygulamayı deneyeceğini belirtmişiz…
***
Yazının sonunu ise “İçkiden para kazanan mekanlar iki-üç yıl içinde ‘kendi içkini kendin getir’uygulamasına dönerse kimse şaşırmasın” demişiz.
***
Yazımızın üzerinden üç yıl geçti ve bu süreçte birçok içkili mekan kapandı.
Direnen mekanların çoğu da çaresizlikten üç yıl önce söylediğimiz gibi “Kendi içkini kendin getir” uygulamasına geçmek zorunda kaldı…
Sözünü ettiğimiz mekanlar bu yöntemle şimdilik günü kurtarıyor…
Böyle giderse yarın bu uygulama da çare olmayacak!
Zamlar, alım gücünün iyiden iyiye azalması, maliyetlerin her geçen gün artması korkarım çoğu mekanın kapanmasına, sektörden geçimini sağlayan pek çok insanın işsiz kalmasına yol açacak!
“YIKILMAYACAK” DENİLMESİNE RAĞMEN KÖPÜRTÜLÜYORSA…
Hal Caminin yıkılacağı söylentisi üzerine bir grup cami önünde toplanıp, protesto gösterisi yaptı.
***
Protesto eden gurup, AK partili ve AK Partiye yakın bir sendikanın organize etmesiyle bir araya gelen bir guruptu.
***
Gurubun içinde söz konusu caminin cemaatinden kişilerin bile olmadığı aşikardı.
***
Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen mecliste, caminin yıkılacağı iddiasının koca bir yalan ve siyasi bir kumpas olduğunu söyledi.
***
Hatta…
“Bu meclise 24 yıldır ne meclis üyelerimiz ne de belediye bürokratlarımız aracılığıyla cami yıkılması gibi bir konu getirilmemiş, bundan sonra da getirilmeyecektir” dedi.
***
Aynı meclis toplantısında, Tepebaşı Belediyesinin imardan sorumlu başkan yardımcısı ve aynı zamanda meclis üyesi olan Erdoğan Aydoğmuş, cami yıkılmasının söz konusu olmadığını hatta 5 binlik planlarda, bölgeye yeni cami yeri ayrıldığını, yeni cami yapılsa bile mevcut caminin yıkılmayacağını söyledi.
***
Büyükerşen “Cami yıkımı söz konusu değil. Yıkılacağı söylentileri siyasi kumpas” diyor.
***
Tepebaşı belediyesi “Yıkım asla söz konusu değil. Bölgeye yenisi yapılsa dahil mevcut cami kalacak” diyor.
***
Gelin görün ki; birileri hala caminin yıkılacağı söylentisini pompalayarak, gerek açıklamalar gerekse sosyal medya paylaşımlarıyla konuyu köpürtmek istiyor…
***
Acaba birilerinin gönlü de canı da “Keşke yıkmaya kalksalar da biz de bu durumu değerlendirip seçim öncesi söylemlerimizde bunu kullansak ” demeyi mi istiyor?