İstanbul Başakşehir’de bir sitede yaşayan Eros isimli kedinin, site sakinlerinden İbrahim Keloğlan isimli bir şahıs tarafından önce asansör içinde sonrasında can havliyle kaçtığı apartman koridorunda tam 6 dakika boyunca tekmelenerek vahşice öldürülmesi, vicdan sahibi herkesi derinden üzdü. Konu uzunca bir süre ülkemiz gündeminde kaldı.
Eros ile ilgili verilen ilk mahkeme kararı tepkilere yol açmıştı. Buna göre Küçükçekmece 16. Asliye Mahkemesi sanığa 1 yıl 3 ay hapis cezası vermiş, ardından hükmün açıklanması geri bırakılmıştı. Üst mahkemeye yapılan itirazın ardından da karar kaldırılmıştı. Yeniden görülen davada, 13 mart çarşamba günü yeni karar çıktı, buna göre; Cumhuriyet savcısının esasa ilişkin mütalaasında sanığın cezalandırılması ve hükümle birlikte tutuklanması talebine karşılık Mahkeme sanığa, iyi hal indirimi ile 2 yıl 6 ay hapis cezası verir. Ardından sanığa yurt dışına çıkış yasağı konulur.
Bu karar elbette can savunucuları ciddi anlamda üzüp, rahatsız etti. Çünkü bizler mahkemenin vereceği cezanın emsal teşkil etmesini, ilgi şahsın tutuklanmasını, böylece bu tür cinayetlerin caydırıcılığının sağlanmasını beklemiştik. Olmadı, hiç olmadı hem de. Sanığın kendisini savunurken bir anlık öfke sözleri, olayı tüm detaylarıyla defalarca takip eden herkesi haklı olarak isyan ettirmiştir; zavallı kediciğin kaçmasına karşın Keloğlanın onu inatla takip edip, tam 6 dakika tekmeleriyle katletmesi nasıl bir iyi haldir anlamış değilim.
Bu masum canın bir sahibi ve sahipli olduğunu ispatlayacak bir karnesi yoktu, o nedenle sahipsiz kategorisine girip “mala zarar verilmediği” bağlamında ceza iyice hafifletilmiş. Bizim yasalarımız buradan çok belli oldu ki malı canın üzerinde tutmakta, “mala zarar gelmemiş ya, bir sahipsiz kedi tekmeler altında canını vermiş” diyerek karar vermiş. Oysa hemen herkesin bildiği bir özlü sözümüz vardır bizim: “cana geleceğine mala gelsin “ deriz sıklıkla. Acı, çok acı ve düşündürücü!
Bu tür fillere yatkın olanlar çok acıktır ki cesaretlenecek, sapıklıklarını gerçekleştirmekten vazgeçmeyeceklerdir. Yazıklar olsun! Yine yeniden bir sözün bittiği yerdeyiz!