AK parti il başkanı Zihni Çalışkan şu an partide milletvekili aday adaylığı belli olan tek isim.
Aday olabilme adına yoğun bir çalışma yürütüyor.
Muhtemelen iki ay sonra milletvekili aday adaylığı için görevinden ayrılacak.
***
Kanal 26’daki program çekimi öncesinde, bina önünde program çekim saatini beklerken karşılaştık kendisiyle.
Yönetim kurulu üyesi Ahmet Akpınar ile esnaf ziyaretlerine çıkmış.
“valla iyi koşturuyorsun” diye takıldık…
 Koşturmasının adaylıkla alakası olmadığını, il başkanlığı görevinin gereği olduğunu söyledi.
“milletvekili olduğunda da aynı koşturma temposunu görebilecek miyiz?” diye sorduk; “elbette” dedi önce.
Ardından; o görevin de koşturma, dertlere ve sıkıntılara çare olma görevi olduğunu söyledi.
Milletvekili olma şansını sorduğumuzda ise bu işlerin nasipten ibaret olduğunu, bu arada kendisine de güvendiğini belirtti.
***
Ayaküstü sohbet sırasında söz döndü dolaştı AK partinin Eskişehir’de mahalli seçimleri niçin kazanamadığına geldi.
Zihni Çalışkan Eskişehir’de algının gerçeğin önüne geçtiği bir durumun yaşandığına inanıyor.
Mahalli seçimlerdeki başarısızlığın en büyük nedenlerinden birinin de bu olduğunu düşünüyor.
Kendisine “AK partinin seçilmişleri bu güne kadar geçen süreç içinde Eskişehirlilerin istek ve düşüncelerini pek de dikkate almadı. Eskişehirlilerin isteklerini Ankara’ya dayatma yerine, Ankara’nın bu şehirle ilgili masa başında aldığı yanlış kararları şehir halkına dayatmaya, bu yanlış kararlarla ilgili şehir halkını ikna etmeye kalktı. Havaalanı pisti, Tren İstasyonu ve Hat boyu düzenlemesi bunun örnekleri sanki. Mahalli seçimleri kaybetmenizde bunun da etkisi olabilir mi?” diye sorduk.
“Bu söylediğin oturulup, tartışılır elbette” dedi.
Milletvekili olması halinde kendisinin de Eskişehirlilerin isteklerini Ankara’ya dayatma yerine, Ankara’nın kararlarını şehre dayatıp dayatmayacağını sorduğumuzda ise çok ilginç bir cevap verdi Zihni Çalışkan.
***
Verdiği cevap sorumuzla ilgili değildi ama soruya soruyla verilen bir cevap niteliğindeydi.
Devlet Demir Yollarının arkasında 1 milyon 700 bin metrekarelik bir boş alan bulunduğunu söyledi önce.
Devamla da;
“Madem öyle, Eskişehirliler söylesin burasını nasıl değerlendirelim? Emin olun verilen kararın önüne düşüp bu yerin istenilen şekilde değerlendirilmesi için Ankara’da elimden gelen tüm çabamı harcayacağım. Haydi, siz de aracı olun. Şehir olarak burasının nasıl değerlendirileceğine karar verelim.” dedi.
O böyle deyince bize de söylediklerini aktarmak düştü.
İlgilenenlerin bilgisine sunulur.
DDY arkasında bulunan 1 milyon 700 bin metrekarelik boş alan nasıl ve ne şekilde değerlendirilsin.
Var mı bir önerisi olan?
,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,
KARŞI CEPHEYİ FETHEDEN KAZANIR…

Eskişehir’de bugüne kadar yapılan tüm seçim ve referandum sonuçlarına bakıldığında bariz bir manzara ortaya çıkıyor.
CHP oylarını şehir merkezinden, AK Parti ise oylarını kırsaldan alıyor…
***
Mahalli seçimleri kazanan CHP, şehir merkezinde AK parti’ye attığı oy farkı ile seçim zaferi kazanıyor.
Milletvekili genel seçimlerini kazanan AK Parti ise, kırsalda sağladığı oy farkı ile seçimden galip çıkıyor.
***
Demek ki…
Eskişehir’in merkezinde CHP, Eskişehir’in kırsalında ise AK parti daha güçlü.
Demek ki…
Önümüzdeki seçim sonucunun Eskişehir’de nasıl çıkacağı, kırsalda güçlü olan AK Parti’nin şehir merkezindeki oylar üzerinde, merkezde güçlü olan CHP’nin ise, kırsalda bulunan oylar üzerinde ne denli etkili olacağına bağlı…
Şimdi bu iki partiye bir de İYİ partinin eklendiği düşünüldüğünde ve İYİ partinin hem CHP hem de AK partiden oy alabilme potansiyeli dikkate alındığında, Eskişehir’de seçimin galibini karşı cepheleri fetheden taraf önde tamamlayacak gibi…
,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,

ŞEFFAF OLAN SADECE OY ATILAN SANDIKLARDAN İBARET…

Eskiden partilerde aday belirleme yöntemi "Gizli oy açık tasnif" yöntemiyle, hatta hakim gözetiminde yapılırdı.
Herkes oyunu gizli atar, sonrasında atılan oylar herkesin görüp izleyebileceği şekilde açıkça tasnif edilir ve sonuç açıklanırdı.
***
Sonra…
"Stalin modeli" diye adlandırılan bir model peyda oldu.
Bu model resmen "Açık oy gizli tasnif" i içeriyordu.
Anavatan ve çoğunlukla da Doğru Yol Partisi dönemlerinde sıkça yaşıyorduk "Stalin Modeli" olan bu aday belirleme yöntemini.
***
Seçim yeri olarak "Hatçılar" kahvehanesi ilan edilir, ama söz konusu seçim "Atçılar" kahvesinde yapılırdı.
Tutulan kahvehanede ortaya bir Bisküvi kutusu konulup, üzeri denilir. Üyeler gelip oylarını kullanır. Daha sonra Parti yöneticileri "Oyları partide sayacağız" diyerek, oyların içinde bulunduğu Bisküvi kutusunu arabalarına koyup, giderlerdi.
Parti binasına gidilinceye kadar da, o Bisküvi kutusu içinde ki oylar takla attırılır ve sonuç olarak da Kahvehanede birinci olan isim, parti binasında sonuncu ilan edilirdi.
***
Kısacası…
Eskiden şeffaf yapılırdı seçimler…
Şimdi ise…
Şeffaf olan kutularda yapılıyor ama ortaya çıkan sonuçlara baktığınızda, şeffaflıktan eser bile kalmıyor.
İşte o yüzden temayül yoklamalarında falan en çok oyu alan kişi en az oy almış gibi listede yer dahi bulamıyor.
Hiç oy almayan, en çok oyu almış gibi listenin başına konulabiliyor.
Gelinen nokta bundan ibaret…