Tren Garının arkasında 1 milyon 700 bin metrekare büyüklüğünde boş bir arazi var.
Mülkiyeti Devlet Demir Yollarına ait.
***
Söz konusu araziyi ilk dile getiren AK Parti'de geçmiş dönem il başkanlığı yapan Zihni Çalışkan olmuştu.
Katıldığımız bir televizyon programında söz konusu arazinin boş durduğunu belirterek, biz gazetecilere “Hadi gelin siz ön ayak olun. Bu alanın şehir için en iyi şekilde nasıl değerlendirilebileceğine ilişkin önerilerin ortaya çıkmasını sağlayın. Biz de bu öneriler doğrultusunda bu alana yapılmak istenen hizmet neyse onun gerçekleşmesi için Ankara'da uğraşalım” teklifinde bulunmuştu.
***
Son derece samimi bir teklifti.
Bunun üzerine, Zihni Çalışkan'ın bu duyurusunu okurlarımıza köşemizden iletmiş, önerilerini beklediğimizi dile getirmiştik.
***
Söz konusu alanın ne şekilde değerlendirileceğine dair çok sayıda öneri gelmişti...
Hatırladığımız kadarıyla;
Yeşil alan olarak düzenlenmesini de isteyen olmuştu, Kültür-Sanat alanı olarak düzenlenmesini de...
Spor alanı olması gerektiğini de isteyenler oldu festival alanı olmasını isteyenler de...
Söz konusu alanla ilgili öneride bulunanların üzerinde birleştikleri tek şey, alanın betonlaşmaya kesinlikle açılmaması şartıydı.

Ancak...
Üzerinden bir hayli zaman geçmesine rağmen DDY'ye ait bu alan üzerinde herhangi bir tasarrufta bulunulmadı.
Hal böyle olunca da söz konusu arazi de arazinin üzerine ne yapılacağı da unutulup gitti.
***
Son günlerde kulağımıza gelenlere bakılırsa DDY'ye ait 1 milyon 700 bin metrekare alan pek çok kişinin iştahını kabartmaya başlamış.
Yine söylenenlere bakılırsa, DDY'nin söz konusu alanı ihaleyle satışa çıkartması için girişimlerde bulunup, ihale ile satın almak için de fırsat kolluyormuş.
***
Umarız bu duyduklarımız doğru değildir.
Umarız devlete ait bu alan devletin ya da şehrin yararına olacak bir hizmette kullanılır.
Umarız sözünü ettiğimiz alan çoğu şehirde örnekleri olduğu gibi birilerine peşkeş çekilmez.

SİYASET İLÇE BAŞKANLARINI YEDİ, SIRA İL BAŞKANLARINA GELİYOR...

Milletvekilleri, İl ve İlçe Başkanlarının üzerinde bir pozisyondadır.
Ancak…
Milletvekilleri seçim bölgesi olan şehirlerinin sınırlarına girdikten sonra İl ve İlçe Başkanlarına tabidir.
Onların yaptığı programa katılmak durumundadır.
***
İl ve İlçe Başkanları, belediye meclis guruplarının da aynı zamanda başkanlarıdır.
Bu sorumluluk siyasette, il ve ilçe başkanlarına büyük görevler yükler.
İşte bu yüzden il ve ilçe başkanları kimsenin adamı olmamak zorundadır.
İşte bu yüzden…
İl ve ilçe başkanları uzaktan kumanda ile yönetilmemelidir.
Ve işte bu yüzden…
İl ve ilçe başkanları birilerinin bir yerlere gelmesi için değil, partinin bir yerlere gelmesi için gayret sarf etmelidir.
***
Bunun tek yolu, il ve ilçe başkanlarının parti programı ve parti tüzüğünden aldığı gücü ortaya koymasıyla mümkün olur.
Bunu yapamayan il ve ilçe başkanları, milletvekillerinin de, belediye başkanlarının da altında ezilir gider.
***
Dikkat ediyorsanız şu sıralar siyasette ilçe başkanlarının rolleri çalınmış vaziyette.
Belediye başkanları, milletvekilleri hatta il başkanları, ilçe başkanlarını etkisizleştirip, resmen görevlerini çalıyor.
***
İlçe başkanlarının “Olsa da olur olmasa da olur” konumuna getirildiği siyasette bu durum bu haliyle devam ederse, sıra muhtemelen il başkanlarına gelecek.
Büyük olasılıkla onlar da süreç içinde ekarte edilmeye başlanacak.
Böylelikle siyasette meydan milletvekilleri ile belediye başkanların eline geçecek.
Tüzüklerde tanımları olsa bile il ve ilçe başkanları milletvekillerinin asistanı, belediye başkanlarının da mevsimlik işçileri olacak!

ÇÖKÜŞE DOĞRU TAM GAZ!

-Dayanışmanın yok olması.
-Üretimin zayıflaması.
-Tüketim çılgınlığı.
-Vergilerin artması.
-Liyakatin dikkate alınmaması
-Adaletsizliğin yaygınlaşması.
-Umutların kırılması.
-Göçün hızlanması.
-İblisane bir gurur ve kibir.
-Gösteriş, riyakarlık ve yalakalık.
-En kötüsü de: Her şey normalmiş gibi, bütün bunları görmezden gelen ve kabullenen bir topluğun olması.
***
700 yüzyıl önce yaşamış olan İbni Haldun, bir toplumun çöküş nedenlerini yukarıdaki şekliyle sıralamış.
Yüzyıllar öncesinden böyle bir sıralama yapmış…
Tek tek bir daha okuduğunuzda şunu göreceksiniz:
Maşallah hiçbirini atlamamışız ülke olarak…
Tek tek yerine getirmişiz yapmamamız gerekenleri…
Sıra haliyle çöküşe gelmiş…
Böyle giderse o da olacak sanki…