Çimento fabrikalarından Hidroelektrik santrallerine...
Seka'dan bankalara...
Tatil köylerinden limanlara...
Sümer Holding’e ait işletmelerden Maden işletmelerine...
Sigara fabrikalarından Otellere kadar, 23 yılda devlete ait devlete ait ne varsa hepsini özelleştiren, hatta bu özelleştirmeleri de “Babalar gibi satacağız” diyerek üstlenen iktidarın Eskişehir'deki il başkanı, belediyeleri “Tuttukları her araziyi satıyorlar” diye eleştiriyor...
***
AK Partili olan Pamukova, Eyüp, Sakarya ve Menemen gibi belediyeler, ya borçlarına karşı ya da gelir olması amacıyla sınırları içinde bulunan mezarlık alanlarını satarken, iktidarın Eskişehir'deki il başkanı, Eskişehir'deki belediyeleri “Arazi sata sata ellerinde mezarlık yapacak toprak kalmadı” diye eleştiriyor...
***
Niyetimiz belediyeleri bu konuda savunmak değil elbette ama eleştiri doğru bile olsa yanlış yer söylüyor...
Zira...
İktidar partisinin il başkanı bu eleştirileriyle mevzuyu resmen “Biz iktidar olarak devlete ait istediğimiz her şeyi satarız, siz muhalif belediye olarak hiçbir şeyi satamazsınız” meselesine getiriyor...
İKİSİNDEN BİRİ DOĞRUYU SÖYLEMİYOR O ZAMAN...
Sağlık müdürü, Eskişehir'in hekim, hemşire ve yatak sayısında Türkiye ortalamasının üzerinde olduğunu açıklıyor.
Sendika başkanı “Madem personel sayısı ortalamanın üzerinde, o halde personele neden zorla mesai yaptırılıyor?” diye soruyor.
Sağlık müdürü, sağlık çalışanlarının memnuniyet anketinde çıkan sonucun memnuniyet verici olduğunu söylüyor.
Sendika başkanı bunun doğru olmadığını söylercesine “Oranı siz mi açıklarsınız yoksa ben mi açıklayayım?” diye soruyor...
***
Sağlık müdürü, “Eskişehir sağlık sistemi personel açısından iyi” diyor.
Sendika başkanı “Sistem personel açısından batıyor” diyor.
***
Sağlık müdürü, yıl boyunca gerçekleştirilen randevu, muayene sayısı ve yoğun bakım rakamlarının yüksek olduğunu söylüyor.
Sendika başkanı, randevu, muayene ve yoğun bakımlarda sorun varken neden hala özel torpil sisteminin olduğunu soruyor...
***
Sağlık müdürü, “Sağlıkta durum sevindirici” diyor.
Sendika başkanı, “Var olan durumu görmüyor, duymuyor ve yanlış anlatıyorsunuz” diye ekliyor.
***
Sonuç olarak:
Sağlık müdürü ne derse hem de iktidara yakın olan sendikanın başkanı tam tersini söylüyor...
Demek ki ikisinde biri doğruyu söylemiyor...
,,,,,,,,,,,,,,,,,,,
,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,
TOPLU TAŞIM ZAMMI ÜZERİNE...
65 yaş üzeri vatandaşlar yasa gereği belediyelerin toplu taşım araçlarından ücretsiz yararlanıyor...
***
Aralarında gazetecilerin, bazı kamu görevlilerinin, ihtiyaç sahibi ve koruma altında bulunanlar da söz konusu toplu taşım araçlarından ücretsiz yararlanıyor.
***
Tam oranını kestiremiyorum ama mevcut rakamlara göre her üç-dört kişiden biri ancak toplu taşım araçlarına parasını ödeyerek biniyor.
Böyle olunca da toplu ulaşıma her defasında yapılan zam sanki bu araçlara para ödeyerek binenlerin sırtına yüklenmiş gibi bir durum ortaya çıkıyor.
***
Bu durum ister istemez, toplu taşım araçlarını indirimli kullanan öğrencilerle, tam ücret ödeyerek kullananların bir takım yakınmalarına neden oluyor.
Örneğin: özellikle pik saatlerde ücretsiz kullananlar yüzünden toplu taşım araçlarına binemedikleri ve yer bulamadıkları şikayet konusu oluşturuyor...
***
Gerek 65 yaş üzeri vatandaşların gerekse yukarıda saydığımız belirli kesimlerin toplu taşım araçlarına ücretsiz olarak binmelerini sınırlamak ya da sonlandırmak mümkün değil.
Sonuçta bu durum yasa ile tanınmış bir hak. Bu hakkı ellerinden almak da doğru olmasa gerek.
***
Ama ortada da sıkıntılı bir durum var.
O halde belediyelere yapması gereken tek şey (ki bunu yapıyorlar) toplu taşıma hizmetini gelir getirici bir iş gibi görmeyip, oluşacak zararı bütçeden karşılamak kalıyor.
***
Geçtiğimiz hafta Eskişehir'de toplu ulaşım ücretlerine yüzde 25 zam yapıldı.
Öğrenci abonman ücretine zam olmaması güzel ve yerinde bir karar...
Ücretsiz binenler zaten zamdan falan etkilenmiyor.
Ama olan, söz konusu toplu taşım araçlarını para ödeyerek kullananlara oluyor.
***
Sonuç olarak...
Tıpkı ekmek ve su gibi, toplu ulaşım da, toplumun hassasiyet oluşturan sinir uçlarından birisi...
Haliyle yapılan her zam toplumda eleştiri ve tepki ile karşılanıyor.
Bu nedenle belediyenin, özellikle de böylesine bir süreçte zam yapmamak için olabildiğince direnmesi, şartları olabildiğince zorlaması gerekiyor.
***
Kuruma çıkan zararı hafifletme adına, kaçak binişleri önlemek için daha fazla denetim ve gözetim ile yine zararı karşılama adına bir şekilde kaynak yaratma yoluna gidilmesi de yöntemlerden bazıları olarak uygulanabilir görünüyor...