Bir milyona yakın nüfus. Üç devlet üniversitesi. Onlarca fakülte ve yüzlerce bölüme sahip bir kent. Demiryolları ve karayollarının kesişme ve birleşme noktasında. Verimli ovası ve farklı iklimiyle avantajlı bir bölge.
Dünyanın en zengin yeraltı kaynakları bu topraklarda. Muazzam bir tarih ve zengin kültürel mirası var. Denize kıyısı olmayan ama içinde su geçen, imajı tam, eski ama enerjisi yüksek genç bir şehir.
 Yeşil alanları, parkları ve tarihi Odunpazarı bölgesiyle turizm, üretim ve işgücüyle bir sanayi kenti. Göz alıcı potansiyeliyle yaşanabilir güvenli ve aynı zamanda 24 saat hareketli bir şehir.
Fakat bunca potansiyele sahip bu kentin dünyaya açılan büyük ana bir kapısı yok henüz. Uluslararası fuar organizasyonları, teknolojiyle donatılmış matbaaları. Dünya çapında bir ajansı da yok. Şehircilik açısından son yıllarda çok büyük atılımlar var ama yüzyıllar öteye taşınacak mimari bir düzeni yok.
Yerel basını güçlü fakat basım açısından sınırlı. Kapasite eksikliği nedeniyle; kitap, katalog, ambalaj, dergi ve gazete baskı işleri. Ankara, İstanbul ve İzmir gibi büyük şehirlere kaptırmış durumda. Dolayısıyla katma değeri yükse bu sektörün mali gücü her geçen gün erimektedir.
Birçok fakültesi bulunan üniversitelerimiz…
Üretici ve sanayicilerimiz…
Reklam ve basım sektörü ile kurum ve kuruluşlar ortak noktada buluşmalı.
Yeni projelerle yeni yollar belirlenmeli ve hayata geçirilmeli.
"Hayal gücü yaratıcılığın başlangıcıdır. Neyi hayal edersek onu mümkün kılarız," diyen George Bernard Shaw bu şehrin potansiyelini, genç ve yetenekli beyinlerini görmüş gibi.
Şuna inanıyorum ki, olanaklar sağlandığı takdirde ‘En iyi hayal gerçekleşmesi imkansız görünen ama gerçekleştikten sonra yaşama katkı sağlayan hayaldir.’ 
Bu kentin hak ettiği noktaya en kısa zamanda ulaşacağına inanıyorum.