“Öyle bir hayat yaşıyorum ki,
Cenneti de gördüm, cehennemi de.
Öyle bir aşk yaşadım ki,
Tutku’yu da gördüm, pes etmeyi de.
Bazıları seyrederken hayatı en önden,
Kendime bir sahne buldum oynadım.
Öyle bir rol vermişler ki
Okudum, okudum, anlamadım.” Nietzsche
Gençlik; insana hiç ölmeyecekmiş gibi bir yaşam sunar. Hep bir şeylere sahip olma hissiyle yeni güne başlanır. Sonra, yaşın ilerledikçe biriktirmeye başladığın şeylerle avunmaya başlarsın. Sonra...Ne sahip olduğun evin, ne araban ne de eşyalarının itibarını arttırmadığının farkına varır ve karakterin öne çıkar.
Sonra mı? Yaşamının ilerleyen yıllarında oluşturduğun her şeyin bir anda yok olabileceğini anlarsın. Onların sana sahip olmalarına izin verme ki yok olduğunda üzüntün olmasın. Yaşamın boyunca, kimi kişilerin yaşamlarına ne kadar renk verdiysen, onları biraz daha mutlu edebildiysen yaşamını anlamlı kılmış olursun.
İtibar elde edeceğim diye yaşamını yaşanmaz kılma! İtibar dediğin şey; yeni bir topluluğa girdiğinde sahip olduğudur. Karakterinse o topluluktan ayrılırken arkandan olumlu konuşulan şeyler olsun. Karakterini bir ömür boyunca elde etmek için ailene, dostlarına ve çevrene verdiğin değerlerin sonucunda elde edersin. Karakter bir ömür boyunca elde edilir. Yaşamak kendi kendini eğitmektir. Eğittikçe de oluşan şey karakterdir. Karakterinize itibarınızdan daha çok önem verin. Çünkü karakteriniz, aslında neyseniz odur. Oysa itibarınız veya şöhretiniz, başkaları sizi ne sanıyorsa odur. Bırak be dostum başkalarının senin için ne söylediklerine.... Sen kendini başkalarının sözleriyle mi tanıyacaksın?