Ne diyordu şair;
‘’Yıkıldı yolunu bekleyen şehir,
şimdi gelsen de bir gelmesen de bir.’’

Şehirler yüzlerce yılda bilgi ve kültürel birikimle kurulur. 
Lakin bir anda da yok olmaları, ihtimal dahilindedir.

Yerel seçimlere adım adım yaklaştığımız bu günlerde, şehrin yaşanabilirliğine katkı sağlayan birçok yöneticinin başarılı çalışmaları ve projeleri hayata geçti. 
Fakat yüz yıllık sürçte kronikleşmiş birçok sorun da, hala çözüm beklemektedir.
Doğal olarak şehirleşme bir değişim ve gelişim sürecidir. 
İnsan ihtiyaçlarının zaman içindeki fiziki değişimi, belli bir plana göre hazırlandıysa sorunlara kısa sürede çözüm bulunur.
Fakat sistematik ve kontrol altına alınmadan, plansız programsız ilerleyen/ilerlemeyen her iş gibi. Şehirlerin gelişimi de, dönüşü olmayan noktalara varabilmektedir.

Gelişmekte olan ülkeler kentleşmeyi, ileriye dönük kalkınma hedeflerine öncelik vermek suretiyle olumlu sonuçlar alırken. Türkiye gibi ülkelerde birçok sorun her geçen gün büyüyerek devam etmektedir.
Eskişehir biraz daha şanslı olmakla beraber; Depreme hazırlık, trafik, çevre yolu, Şeker fabrikası kokusu, uçak sesi, barlar sokağı konut ve kiralar gibi eklenecek sorunları hala masada bekliyor.
Sanayi, ticaret, kültür sanat, eğitim, turizm, ulaşım, yeşil alan ve modern kent olma imajı ise şehrin olumlu ve dikkat çeken artılarıdır.

Bu kentin sorunlarına çözüm bulmak; başta yerel yöneticiler olmak üzere projelerin önünü açması gereken ve destekleyen merkezi hükümet, sanayici, girişimci, turizm ve eğitim sektörlerine daha büyük görev düşmektedir.

Sözün özü, bu şehrin çözüm bekleyen sorunları giderilmedikçe yerel seçimler gelse ne olur gelmese ne olur.
Sevgiliye duyulan özlem ve hasret gibi…
Yaşanabilir, güvenli, zengin, rahat ve insanca bir yaşam için…
Daha kaç bahar bekleriz bilinmez.
Ancak bilen varsa söylesin!