Mustafa Kemal Atatürk, kurtuluş savaşımızın ilk aşaması olan. Millet bütünlüğünü sağlamaya yönelik “Kongreler döneminin” aşamalarından biri olan Erzurum kongresinde yaveri Cevat Abbas Bey’e şu notu yazdırır;
-Devletin şekli idaresi Cumhuriyet olacaktır!..
Cevat (Gürer) Bey biraz mütereddit, duraklar. Mustafa Kemal Paşa o anki düşüncesinde ısrarcıdır. O ise Belki de Paşa’nın hayal gördüğü düşüncesindedir.
Haksız da sayılmaz hani! Öyle ya, Padişahın İstanbul’u, başta İngiliz olmak üzere ittifak devletlerinin işgali altındadır. Onların kışkırttığı Yunan askeri epey zamandır İzmir’de, Anadolu içlerine yürüme hazırlığındadır. Paşa ise Milli Güçleri yeni yeni örgütleme çabasında, dağıtılmış Ordunun yerine batı, doğu, güneyde yeni ordular oluşturma çabasındadır. Mustafa Kemal Cevat Abbas’ın duraksaması karşısında hayalindeki kararlılığı not ettirir. Şunu da ekleyerek;
“-Sen yaz çocuk! Gelecek günler neler gösterir, göreceğiz...”
Nihayet o gün gelmiştir
Gelecek göstereceğini göstermiş; O bildiğimiz çetin savaşlar (İnönü muharebeleri, 22 gün süren Sakarya Muharebesi ve nihayet 30 Ağustos Başkomutanlık Meydan Muharebesi) sonunda, 1919’dan 1923’e, hayal ettiği düşüncenin hayata geçirileceği an gelmiştir. Meclis’te yeni kurduğu Cumhuriyet Halk Fırkası hükümetindeki istifalar ona bu fırsatı vermiştir.
Yakın çevresindeki kimi arkadaşlarını (28 Ekim) günün akşamı Çankaya’da yemeğe alıkoyar. Bir takım değerlendirmeler yaptıktan sonra son noktayı koyar;
-Efendiler, yarın Cumhuriyeti ilan edeceğiz!..
Bir süredir bu fikre yakın olan masadaki konukları, yemeği bırakıp, Mustafa Kemal Paşa’nın düşüncesinin (şeklen) nasıl gerçekleştirileceğini tartışırlar. Buna göre ertesi sabah CHF grubu toplanacak, Mustafa Kemal Paşa da bu toplantıya davet edilecek, konu milletvekillerine açılacak ve burada da karar aldıktan sonra yapılacak meclis oturumunda kısa önergeler tartışılarak hedefe ulaşmış olacaktır.
Bu arada Mustafa Kemal Paşa, İsmet Paşa’yı köşkte alıkoyar. İkisi geçenin geç saatlerine kadar stratejiyi tekrar gözden geçirir, meclise verilecek önergeleri hazırlarlar.
Yaşasın Cumhuriyet!..
Strateji tutmuş, ardı ardına verilen önergeler, mecliste varlığı bilinen kimi “Muhalif” milletvekillerinin de oylarıyla, “Yaşasın Cumhuriyet” nidaları altında kabul edilmiştir.
Bugün o Cumhuriyet 100 yaşındadır. Bu arada asırlık Cumhuriyetimizin ilk akşamında, M. Kemal Atatürk Meclisteki konuşmasının bir bölümünde yaptığı “Cumhuriyet tanımı” şöyledir.
“-Türk milletinin karakterine ve adetlerine en uygun yönetim şekli Cumhuriyettir.”
Ve “21.nci Yüzyıl Türkiye Enstitüsü” internet sitesinden alınan şu değerlendirme:
“29 Ekim 2021. Cumhuriyetin 98.nci yıldönümünde Türk milletinin Cumhuriyet Bayramı kutlu olsun. 2023 yılı Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşunun 100. Yılı , Türk milleti için büyük önem arz etmektedir.”
Evet 100. Yılın arz ettiği “büyük önemin” ne kadar farkındayız derseniz, görünen tablo kısaca şudur;
-Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni yöneten iktidar, devletin çoğu kurumu dışında kalan T.C vatandaşlarının önemli çoğunluğu 100 Yılın önemini kavramış ve onu yaşatacağına dair inancını tazelemiş durumdadır.
Geri kalan kandırılmış, tarikatlara teslim edilmiş kitlenin çok da önemi yoktur!..
***
Evet “yarın yeniden Cumhuriyet ilan ediyoruz” 100. Yılında! O nedenle ellerimizde Türk Bayrakları ile şehrimizdeki Cumhuriyet coşkusuna katılalım, gür sesimizle hep birlikte haykıralım;
-YAŞASIN CUMHURİYET!..
---------------------------------