Shakespeare’in en popüler komedilerinden biri olan kuru gürültü, ilk olarak 1589 da oynanmış.

Oyun; modern romantik komedilerin birçok genel karakterini içinde barındırmakla beraber, arada geçen 400 yıla yakın zamanda binlerce kez sahnelenmiş.
Sinemaya da defalarca uyarlanan eser, tiyatro sahnelerinde hala beğeni ile seyredilen oyunların başında gelmektedir.

Kuru Gürültü diğer adıyla Yok Yere Yaygara; iki genç aşık olan Claudio ve Hera’nın imkansız aşkı ile Beatrice ve Benedick arasındaki çekişmeleri anlatıyor.

Birbirine zıt iki karaktere sahip iki sevgili, ne çok sevebilmiş birbirini meğer.
Hem trajedi hem komedi, eğlenceli, ilginç ve aynı zamanda insancıldır.
Sevgi – ihanet, sevinç ve hüzün bir arada işlenmiştir.
Aşka tutkuyla bağlanan her bir karakteri ilmek ilmek dokuyan Shakespeare, Sanata ruh katarak çağlar ötesine taşınan her bir sözü, her zerresi diken barındıran sözcükleriyle de bu eseri çağlar boyu ölümsüzleştirmiştir.

Aslında hiçbir şey için, onca kuru gürültü kopartılmıştır.
Ancak günümüze uyarlandığında bu müthiş eser şu an yaşananların yanında belki de güdük kalır.

Her gün zıtlıklarla dolu bir dünyada yaşıyoruz.
Dünyanın bir yerinde trajediler yaşanırken, diğer tarafında komedi filmlerini aratmayan sahneler, ilginç eğlenceler ve hiçte insancıl olmayan durumlar yaşanabiliyor ve bütün bunlar normal kabul edilebiliniyor.

Sözün özü o ki; ağır ekonomik koşullar altında ve açlık sınırının altında yaşayan milyonlarca emekli, asgari ücretli, köylü, çiftçi ve yüz binlerce işsiz kalmış üniversite mezunu trajediye dönüşen bu hayatı yaşarken…

 İktidar; aslında ücretlerin Avrupa ülkeleriyle kıyaslanacak nitelikte olduğunu söyleyerek yeni bir komedi oyununu ortaya koymuş görünüyor.

Örneğin bu günkü şartlarda 3 milyonluk bir ev için bir asgari ücretli ayda kaç lira tasarruf etmeli ki, ev sahibi olabilme hayali trajediye dönüşmesin.

Karnını doyuracak mecali kalmayan bu milletin, yıllardır aşka dönüşen parti sevdası, daha üç ay öncesinin har vurup harman savuranları. Meydanları dolduran on binlere, kuru gürültü ve boş yere yaygara kopartarak nerdeyse bizi seçerseniz cennetin anahtarı garanti nidalarının yükseldiği boş laflarını çok duyduk.

Ama görünen o ki sabrın sınırı aşılmış, kuru gürültüden ve boş laf milletin karnını doyurmuyor artık.

Umarım ki, iktidar bu gidişata bir çözüm bulur ve bu aşk romantik bir trajediye dönüşmeden normal hayatımıza kaldığımız yerden devam ederiz.