Eskiden Tabiat derdik.
Şimdi adı Doğa oldu.
Bence tabiatın anlamı daha güzeldi.
Tabiat; kendi kaidelerine göre devamlı değişen, gelişen canlı anlamını taşıyor.
Öğrenmenin yaşı yok derler.
Ne güzel tarif etmişler.
Tabiat iyi ki bize benzememiş!
Devamlı değişen bi canlı.
Oysa biz insanlar gelişmeyi ve değişmeyi kolay kolay kabul etmeyiz.
Bizim toplumumuz gelişmek yerine Osmanlı dönemini arzuluyor.
Bazıları ise 14 asır önceki hayatı yaşamak istiyor.
Değişmeyi ise örf ve geleneklerden kopmak olarak anlıyor.
Neymiş efendim.
Bir gecede; harf devrimi ile atalarımızdan koptuk diyorlar.
Atalarını Osmanlı olduğunu zannediyor.
Araştırmayı sevmiyoruz.
Kızılderililerin büyük bir çoğunluğu ise
Uygur ve Nayman Türklerinden oluşan kabilelerdir.
Aslına bakarsan okumayı sevmiyoruz.
Senin ataların 1300 yıl önce Türkçe konuşup Türkçe yazıyordu.
Osmanlı Sarayındaki yazışmalar Arapça ve Farsça idi.
Yaşama tutunabilmek mi istiyorsun?
Hiç bir şey bilmesen de tabiata bi bak!
O devamlı canlı, değişme ve gelişme içindedir.
Gelişmeyi kabul etmeyen toplumlarsa sömürge olmaya mahkumdur.