Aydınlanma süreci ile bilimsel devrimlerin arasında inanılmaz bir doğru orantı vardır. İnsanlık tarihindeki ilerlemeler hep bilime dair bir yeni görüş, bir anlatı sonrası oluşmuştur. Doğayı anlama, korku salan doğa üstü güçlere ilişkin çekincelerimizi çözme çabalarımız hep bilimin yardımı ile gerçekleşmiştir. 2.600 sene önce felsefe tarihinin ilk filozofu diyebileceğimiz genellikle matematikçi olarak tanınan Thales diye bir adam çıkıyor yaşamın öncülünü su olarak tanımlıyor, yaşamın gerçeğini gökyüzünden yer yüzüne indiriyordu. Üstelik aynı kişi yaşadığı dönemin kısıtlı gözlem olanaklarıyla ortaya “dünya düzdür” diye bir hipotez atmışlığı bile vardır. Bütün bu saçmalıklar sonrası bugün “dünya küre şeklindedir” diye ifade ettiğimiz bilimsel bilgiye ancak böyle ulaştık. Belki de sistemik bilim yapan ilk insan olarak tanımladığımız Aristoteles’ten Batlamyus’a ve oradan Vatikan’a uzanan ilahi ve değişmez bir düzen olan güneşin dünyanın çevresinde dolaştığı savı Kopernik ile bugünkü güneş merkezli astronomi modeline geçişi neredeyse iki bin yıl sürdü. Elealı Zenon bir yaydan atılan okun hiçbir zaman hedefine ulaşamayacağı şeklindeki paradoksu okun hedefine ulaşabilmek için önce yolun yarısını gitmek zorundandır şeklindeki mantığı ile açıklanmıştı. Katetecek yarı yollar sonsuza kadar devam edeceği için de ok hiçbir zaman hedefe varamayacaktı. Bilim insanları neredeyse 2.400 yıl saçma olduğunu bile bile bu problemi çözmeye uğraştılar. Bu çalışmaların ve sorgulamaların sonucunda da matematik disiplini “limit” ve “integral” kavramlarına ulaştı…
Darwin’in evrim teorisi insanlığın atalarını nerelere götürdüğünü 2500 yıl önce “hepimiz balıktık” diyen Anaksimandros ilk kez dile getirmişti. Newton’un kütle çekim yasalarının üzerine gül koklanmaz derken Einstein’ın görecelilik kuramı ortaya çıkmamış mıydı? Bugün o da kuantum kuramları ile sarsılmakta. Yani tam “artık icat çıkarma” ya da “böyle iyiyiz” deyip “başka bir dünya mümkün değil” diyerek konforlu alanımızı bozmak istemezken hep birileri çıktı ve “başka bir dünya mümkün” dedi, rahatımızı bozdu. İşte bu dünya hala dönüyor ve insanlık bir ilerleme gösteriyorsa bu birbirlerinin omuzlarında yükselen akıllı insanlar sayesindedir. Rahatımızı da hep onlar kaçırmıştır. Aydınlanma kısaca aklın inançtan, bilimin dinden bağımsızlaşması şeklinde gerçekleşti Gerçek olanla ile olmayanın ayırımı insanlığın en önemli ilerleme eşiklerinden biridir…