Galileo Galilei’nin (1564-1642) kozmoloji ile ilgili bilimsel bildirimleri nedeniyle engizisyon mahkemesi tarafından yargılanması bizlere çok şey anlatır. Kopernik’in savunduğu “güneş merkezli” kurama göre; güneş dünyanın etrafında değil, dünya güneşin etrafında dönüyordur ve evren sadece dünya ve çevresinde dönen birkaç gezegenden ibaret değildir. Ancak kilise öğretisi bunun tam tersiydi. Galileo ev hapsine gönderilmeden önce Giordano Bruno’ya diri diri yakılma cezası verildiğinde, Bruno’nun cezayı veren dinsel figüre eğilip, sen bu cezayı bana verirken benden daha fazla korkuyorsun dediği bilinir. Galileo’nun yargılanmasına gelince, yargılayanlar içinde bulunan Kardinal Roberto Bellarmino (1542-1621) ile Galileo aslında birbirlerini tanıyan biri din diğeri bilim alanında dönemin önemli kişileriydiler. Galileo yaptığı gözlemlerle dogmaları yıkan ilk bilim insanlarından sayılır. Galileo gökyüzü ile uğraşmaması için kendisini uyaran Bellarmino’ya bir gün gördüklerini anlatmak amacıyla teleskoptan bakmasını ister. Kardinal içinde şeytan olduğu gerekçesiyle o teleskoptan bakmayı reddeder. Sonra yalnız kaldıklarında Bellarmino’nun Galileo’ya dönerek; “Ona baktığım anda sırtımdaki kırmızı cüppenin anlamı kalmazdı” diye açıklama yaptığı söylenir…
Dünya tarihi egemenlerin kendi çıkarlarını korumak amacıyla; doğruyu söyleyen, haklıdan ve adaletten yana söylemlerde bulunan, yol gösteren, insanlığın kutup yıldızlarına yapılan zulümlerle doludur. Galileo’yu yargılayan mahkeme kendisine hayatta kalabilmesi ve Bruno’nun acıklı sonunu paylaşmaması için “dünyanın dönmediğini” söyletmiştir. Sonuçta Kardinal Roberto Bellermino’nun Galilei Galileo’yi mahkemeden önce “Dünyanın hem kendi etrafında hem de Güneş çevresinde döndüğü” hakkındaki yanlış fikre inanmayı, onu öğretmeyi ve sözlü veya yazılı savunmayı bırakmaması halinde, hakkında dava açılacağı konusunda resmen uyarmasının üzerinden ise tam 411 yıl geçmiştir. Yani uzun lafın kısası mahkeme kararlarıyla yalanlar gerçeğe dönüşseydi bugün dünya dönmüyor olacaktı…