Dünya siyaset tarihi devlet büyüklerinin halka yalan söylemesinin ülkelerin geleceğini nasıl belirlediğine ilişkin gerçeklerle doludur. Mesela Nazi Almanya’sının Propaganda Bakanı Joseph Goebbels, yalana dayalı propagandanın mimarı olarak tarihe geçmiş bir kişiliktir. Goebbels, Nazi propagandasını etkili kılmak için çeşitli teknikler kullanmıştır. Bu tekniklerin en önemlileri; “Büyük yalan teorisi”, “gerçeği çarpıtma”, “düşmanı şeytanlaştırma”, “yalanı sürekli tekrarlama” ve “kitlelerin duygularını harekete geçirme” şeklinde özetlenebilir. Mesela insanın mantık sınırlarını zorlayan büyük yalanlar zihinde daha az sorgulanır ve daha çabuk kabul görür. Büyük yalanlar bireyin bilgi ve inanç dünyasının biçimlendirdiği bilinç düzeyi ile çeliştiğinde bilişsel uyumsuzluk oluşur. Bu uyumsuzluktan kaçınmak ya da kendisine rahatsızlık veren bu durumdan bir an önce kaçıp kurtulmak için kişi yalanı doğru olarak kabullenme eğilimi gösterebilir. Yalanın büyüklüğü ile inanmanın artması arasındaki doğru orantı buradan kaynaklanır. Sadece yalanla değil gerçeği eğip bükerek çarpıtma eylemi de iş görür. Sizi desteklemeyen muhalif kanadı düşman gibi göstermek, onlar hakkında korku dolu anlatılar üreterek bölünmüş halkın diğer tarafa duyduğu nefret artırılabilir. Ayrıca yalanı ne kadar sık tekrar ederseniz onu gerçek hale getirme şansınız artar. Nitekim Goebbels’in en ünlü sözüdür: “Bir yalanı yeterince sık tekrar ederseniz, insanlar sonunda ona inanacaktır". Ürettiğiniz yalana dayalı propaganda rasyonel değil, duygusal tepkilere dayanmalıdır ve içinde korku, öfke, milliyetçilik gibi duygular manipüle edilerek kitlelere öyle yöneltilmelidir…
Nazi Almanya’sındaki Yahudi katliamı, ABD’nin Irak’ın kitle imha silahlarına sahip olduğu yalanını yayarak yaptığı katliamlar, hep üretilen yalanların neden olduğu tarihsel dramları anlatır. İnsanın iki türlü canavarlaştığı söylenir: Yalnız bırakıldığında korkudan, sürü içindeyken cüretten. Biz her iki durumda da insan kalabilene, insan diyoruz. Neyse bunlar ciddi konular. Ben size “bayram hediyesi” sosyal medyana dönen bir fıkra anlatayım, belki bilmiyorsunuzdur: “Kral kafayı demirciye takmış ve demiş ki yarına 1000 tane çivi yapamazsan giyotine gideceksin. Demirci tüm gece çalışmış 70-80 tane çiviyi zar zor bitirmiş. Sabaha karşı ölümünü beklerken kapı çalmış askerler gelmiş, demişler ki; ‘Demirci bize bir avuç çivi lazım, kral öldü tabutuna çakacağız’...”