Kadın; aile ve toplum arasında köprü görevi gören, sosyal sistemin işleyişini sağlayan, yaşamın kaynağı ve merkezidir.

Kadın; hayat veren annedir, eştir.
Dünyayı sevgi ve güzellikle dolduran en büyülü varlıktır.
Bir kadının gülüşü, içindeki tüm güzellikleri aydınlatan ışıktır.

Yaratılıştan; Antik çağa kadar, yeni çağdan bu güne, birçok kültür ve mitolojide kadın, yüceltilen en büyük değerdir.

Yunan mitolojisinde kadın, doğanın döngüsünü sağlayandır.
Athena; bilgelik, strateji ve savaşı temsil eder.
Artemis ise avcılık, doğa ve doğumu temsil etmektedir.
Hera; evlilik, doğurganlık ve ailenin koruyucusuyken,
Demeter; tarım, hasat ve bereketin tanrıçasıdır.

Hint mitolojisinde kadın; evrensel enerjinin kaynağınıdır.
Eski mısır mitolojisinde ise İsis; aşk, annelik ve sihri temsil eder.
Maat; adalet, düzen ve gerçekliği temsil etmektedir.
Anadolu mitolojisinde ise kadın; bereketin ve üremenin sembolüdür.

Modern çağda ise kadın, tüketim toplumunun parçası haline getirilerek, ekonomik anlam yüklenmiş, güzelliği ve cinselliği bir araç olarak kullanılmaya başlanmış. Hem tüketen hem de tükenen olmuş.

Bu ise birçok sorunu beraberinde getirmiştir.
İlk sırada şiddet, ikinci sırada işsizlik, eşitsizlik ve eğitimsizlik gibi toplumda derin yaralar açmaya başlamış.

8 Mart 1857 tarihinde ABD’nin New York kentinde 40 bin kadın dokuma işçisi “eşit işe eşit ücret”, çalışma saatlerinde azalma ve doğum izni isteğiyle greve başladı.
Bu grev esnasında çıkan yangında fabrikaya kilitlenen 129 kadın işçi, yaşamını yitirdi.
Bu katliamın üstünden 167 yıl geçti.
Bu acı olay ve kadınların haklarının konuşulduğu bu günün anısına, 1977’de Birleşmiş Milletler tarafından ‘’8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’’ olarak kabul edildi.

Her kadının gülüşü, dünyayı aydınlatan içindeki güzellik kadar mutlu ve yaşam sevinciyle dolsun…
Tüm dünya kadınlarının, “8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü” kutlu olsun.