Dünkü Cumhuriyet’in internet sayfasında, önce “ana haberler” bölümünde yer alıp da sonradan altlara kaydırılmış bir haber. Çok doğal olarak yarın toplanacak olan Parti Meclisinin gündemiyle ilgili.
Gündemde iki madde varmış;
-Yerel seçim stratejisi ve yerel seçimlerde aday adaylarının başvurularının değerlendirilmesi!...
Derleme haberde başvuranların sayısına dair bilgiler de yer alıyor. İlk Örnek Büyükşehir aday adayları hakkında. Çok önceden belli olan İstanbul, Ankara ve Aydın dışında kalan 27 Büyükşehir’de başvuru sayısı tam 58 Büyükşehir adayı! Ortalama bir hesapla;
-Her Büyükşehir’e iki aday düşmekte!..
CHP’nin kazanmış olduğu (adayları belli olan üç il dışında) 8 il ve kazanılabilecek diğer büyükşehirler hesaba katıldığında ortalama başvuru daha da düşüyor. Örneğin bizim şehir;
-Yılmaz Büyükerşen Hocamızdan başka aday yok…
Malum, Yılmaz Hoca da Genel Başkan Özgür Özel’in il’e gönderdiği talimat üzerine yapmıştı başvuruyu.
Bu durumda anlaşılıyor ki diğerlerinde de en fazla iki ya da üç adayın başvurusu söz konusu..
Başkanlıklara 2 bin 700 aday
Büyükşehirler için aday adayı kıtlığına karşı, Büyükşehir statüsü dışında kalan il ve bunların ilçeleri dahil başvuru sayısı şaşırtıcı boyutta;
-Tamı tamına 2 bin 714 aday adayı!..
Artık burada il ve ilçe başına düşen aday adayı sayısını hesabını yapmak imkansız!. Bildiğimiz, Eskişehir’in iki merkez ilçesi Tepebaşı ve Odunpazarı için dörder başvuru bulunuyor. Kırsaldaki ilçelerde bu sayının ortalama 5 kişi olduğu da ayrı hesap konusu!
Bu tabloya bakınca, il, ilçe ve beldelerde Belediye Başkan adaylarını belirlemek, CHP yönetimlerinin işini hayli zorlaştırıyor. Neyse ki Belediye Meclis üyeleri açıklanacak belediye başkanları ve oranın yerel örgütleri tarafından belirlenecek.
Bu sayıların ifade ettiği, kurultay öncesinde seçmen tabanında oluşan -Kırgınlık ve yılgınlık diyelim-, havanın dağıldığını göstermesi açısından moral verici.
Sözünü ettiğim haberde, yarın başlayacak ve sıkça toplanacak Parti Meclisi aday belirlemede tek yetkili organ olarak anılıyor. Tabii bu arada uygulanacak “seçim stratejisi” de bu organın görevleri arasında. Haberde bir not daha;
-Yarınki toplantıda, ilçe ve belde bazında da olsa bazı yerlerde belediye başkanları açıklanabilecekmiş!..
Ya diğerleri? Onlar da bu ayın sonu beklemek zorunda!.. Belki de Ocak ayı ortalarına sarkabilecek…
Bu arada Büyükşehir ve kazanılmış illerde “eğilim yoklamaları” yapıldığı biliniyor. Gördük ki bunun adı “memnuniyet anketi” olarak değişmiş. Bu anketler de 27 Kasım’dan bu yana yapılmakta imiş ve çoğunda da sonuç belli olmuş.
Ne zormuş Godot’yu beklemek!
Ya Adalet ve Kalkınma partisinde durum nedir?
Bu anlamda, onların “hal-i perişanı” CHP’nin Parti Meclisi’nden daha bir beter!.. Birkaç Büyükşehir için partinin sivrilen ismi Ankara, İstanbul Büyükşehirleri için “ben varım” deseler de, ortada başvuru yok. Zaten onlarda böyle bir gelenek de yok. Ol nedenle “tek seçici” AKP Genel Başkanı Sayın Erdoğan’ın işi hepsinden zor! “Büyükşehirleri geri alacağım” diyor ama. Kiminle alacak beli değil.
Ya iyi Parti? O cenah da öyle. Genel Başkanlığa “toz kondurmasa da” onun da “kafası öyle dağınık, bulanık” ki sormayın gitsin…
***
Gelelim Godot’ya. ..
Aklıma düştükçe Tepebaşı’nın “Ahmet Başkanını” ararım. Bir-iki gün önce olduğu gibi. Bu kez hal hatır sormadan, o klişe sözcükle girdim konuya;
-Ne var ne yok sayın başkan?
Cevaben “ne olsun bekliyoruz” deyince, hinlik yapıp derinleştirdim (!) konuyu;
-Neyi Bekliyorsunuz ki?
Verdiği tek sözcükten ibaret yanıt karşısında bastım kahkahayı;
-Godot’u!..
Karşılıklı epey uzun süren gülüşlerimizle kapattık Telefonu. Ne demek istemişti?
Godot’u Beklerken, Samuel Beckett’in ünlü bir sahne eseri. Neyi anlatıyor oyun;
-Eylemsizliklerine yenilmiş insanların, Godot adında bir kimse ya da ‘şeyi’ beklemelerini konu alan önemli tiyatro eserlerinden biri…”
***
Tam da bizim başkan adaylarının “bekleme” durumlarını ne güzel anlatmakta;
______________________