Cumhuriyet Halk Partisi’nde kendimi bildim bileli adayların üye ya da delegeler tarafından seçimle belirlenmesi istenir.
Yani önseçim yapılması isteği sürekli dillendirilir.
Hatta bu yöntemi hayata geçirmediği, bunun yerine merkez yoklaması ile aday belirleme yolunu tercih ettiği için genel başkan ve genel merkez suçlanır.
Parti içi demokrasinin olmadığı sesleri yükselir.
***
Peki; CHP’de aday belirleme yöntemi olarak ısrarla ön seçim yapılması isteğinin dile getirilmesi ne kadar samimidir?
İşte bu konuda ön seçim isteyen CHP’lilerin çok da samimi olduğunu düşünmüyorum.
Hatta…
Çoğu ön seçim isteklerinin samimiyetsiz olduğunu bile söyleyebilirim.
***
Zira…
CHP’de ön seçim yapılmasını ısrarla isteyenlerin büyük çoğunluğu, atama yolu ile aday yapılmayacağını düşünen isimlerdir…
Dahası…
Sürekli ön seçim isteyenlerin çoğu da, atama yolu ile bir yerlere aday yapıldığında, ön seçim isteklerinden anında vazgeçenler olmuştur.
Zira…
Hiçbirinin ağzından “ben bu güne kadar adayların ön seçimle belirlenmesi gerektiğini savundum. O yüzden atama ile aday yapılmayı içime sindiremem. Bugüne kadar savunduğum ilkelerle ters düşemem, atama adaylığı kesinlikle kabul etmiyorum” cümlesi çıkmamış, tam tersine içine sindire sindire atandığı adaylık koltuğuna hiçbir rahatsızlık hissetmeden oturmuştur.
***
CHP’de geçmişten bugüne ön seçim samimiyetsizliğinin örneklerini burada tek tek sıralamayacağız.
Fakat bu samimiyetsizliğin örneklerinin bir hayli fazla olduğunu isim isim biliyoruz.
O yüzden…
CHP’liler eğer adayların ön seçimle belirlenmesini samimiyetle istiyorsa, bu samimiyetlerini, hasbelkader bir yerlere atandıklarında bu görevi kabul etmeyerek gösterebileceklerini düşünüyoruz.
***
CHP’lilerden ön seçim ile ilgili samimiyeti bugüne kadar ne yazık ki göremedik.
“Ön seçim” diye bağıran birçok isim, atandıkları gün ön seçimin ismini dahi ağzına almayıp, atama yoluyla geldiği adaylığın keyfini sürdü.
Bundan sonra bu samimiyeti görür müyüz?
Çok ama çok zor!
NOT- Ben sadece CHP’de değil tüm partilerde milletvekili ve belediye başkanı adaylarının ön seçimle yani, parti üyelerinin ya da delegelerinin oylarıyla belirlenmesi taraftarıyım. 
Ön seçimle belirlenecek en kötü ismin bile atama ile gelecek en iyi isimden daha faydalı olacağına inanıyorum. 
Bunun da ancak samimiyetle gerçekleşebileceğini düşünüyorum…
Dahası…
Samimiyetsiz ön seçim isteklerinin CHP’de ön seçim algısına da zarar verdiği kanaatindeyim…
,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,
 

HAVAMIZ YERİNDEYSE MESELE YOK!

Eskişehir’de yaşayanlar olarak çeşit çeşit huylara sahibiz…
Örneğin: barışçıl insanlarız…
Aynı zamanda uyumluyuz da…
Huzuru, huzurlu olmayı seviyoruz mesela.
Çabuk kabulleniyor, isyan etmiyor, dost canlısı görünmeyi biliyoruz…
Bunlar iyi huylarımız elbette.
***
Bir de, her ne kadar zararsız olsa da, bu şehirde yaşayan bizlerin "İyi ve güzel" diye nitelendiremeyeceğimiz bazı kötü huylarımız da var.
Örneğin: hava atmayı seviyoruz bu şehirde yaşayanlar olarak.
Küçük de olsa bazı şeylerden mutlu olmayı da biliyoruz.
İçkili mekânda garsonların bizi ismimiz ile tanıması büyük haz veriyor örneğin.
Dışarıdan gelenlerin bu şehirde çatır çatır para kazanıyor olmasını ağzı açık izleyip, sonra da “Yok arkadaş! Bize kendi şehrimizde imkan yaratılmıyor” diye hayıflanmayı da çok seviyoruz.
***
Eski Türk filmlerindeki "Fakir ama gururlu" genç karakteri var ya, işte o karakter şıp diye uyuyor biz Eskişehirlilerin üzerine.
Son parasını, karnını doyurma yerine, yabancı sigarayı cebine koyacak kadar seviyoruz havayı…
Sigara ne ki?
Para kazandığımız işyerine yıllardır tek bir çivi çakmayıp, her yıl arabamızı, evimizi, yazlığımızı değiştirecek kadar seviyoruz havayı.
En önemlisi de…
Övülmeye, gururlanmaya ve hatta böbürlenmeye bayılıyoruz Eskişehirliler olarak.
***

Kısacası…
Bu şehirde yaşayan Eskişehirliler olarak özel olmayı, şehrimiz ile özel anılmayı çok mu çok seviyoruz.
Hep sırtımızın sıvazlanmasını, sürekli övgüler duymayı istiyoruz.
***
Bunun Psikoloji ve sosyolojide karşılı nedir bilemiyoruz ama…
Ayrıcalıklı olmaktan haz duyuyoruz Eskişehirliler olarak.
Ve bu hazzı sonuna kadar, keyfini çıkarta çıkarta yaşamasını da beceriyoruz iyi mi?...
***
Aslında bu tür özellikleri olan bir şehir halkını mutlu etmenin yolu oldukça basit…
Bizlere özel olduğumuzu hissettirmek ve bu sayede şehrimiz ile gurur duymamızı sağlamak.
Çünkü…
Dünyanın en ucuz yakıtı olan “hava” ile yaşıyor bu şehir!
Hani çok kullanılan bir söz var ya “Havalar ne olursa olsun, yeter ki sizin havanız yerinde olsun” diye.
İşte bu söz adeta biz Eskişehirlileri tarif ediyor.

...............................................

YASAKLANSIN FALAN DEMİYORUZ AMA…

Elektrikli Scooterler…
Çevre dostu, kolay ulaşım aracı falan…
Kabul ediyorum…
Ancak…
Kural yok, kaide yok, tehlikeye son derece açık bir alet.
Kesinlikle ve acilen bir düzenleme yapılması gerekiyor.
Üzerine iki hatta üç kişinin bindiğini görüyorum.
Ters yoldan gittiklerine şahit oluyorum.
Araçların arasından fırlıyorlar çoğu zaman.
Kaldırımların orta yerine, yol üzerlerine bırakılmaları ve sıkıntı yaratmaları da cabası.
Yasaklanmasını falan istediğimiz yok elbette.
Ama böylesine de başıboş bırakılmamalı diye düşünüyorum.
Zira kurallardan uzak bu başıboşluk çok canların yanmasına yol açacak gibi.
Üstelik yaşanabilecek olumsuz olayların “pardon”u, telafisi  falan da olmayacak sanki!
scooter-1