Hemen belirtmek gerekirse;
-Eskişehir Büyükşehir Belediyesinin mantıklı ve akıllıca projelerinden biridir. 
Öyleyse konuya buradan devam edelim. 
*** 
Kullanma suyu dediğimiz o yaşamsal ihtiyacın Eskişehir’deki tarihinden başlayalım. Bunun için 1950’lere uzanmak gerekiyor. Belli yaşa gelmiş kuşakların anılarına başvurmakla başlayalım; 
“Bizim zamanımızda su sorunu diye bir şey yoktu. Şehir nüfusunun ağırlıklı olarak yaşadığı kesim, bugün  Odunpazarı ilçesi sınırları içinde oturuyordu. Tepebaşı  ilçesi sınırları içinde yaşayan halk kesimi ise Porsuk çayı geçişinin kuzeyinde genellikle Kırım ve Balkan göçmenlerinin yerleştiği bir semt gibiydi adeta. Oraları da demiryolu ve Porsuk çayının kenarları oluşturuyordu. “
Özetle hatırlanan bu kadardı. Peki o zamanlar halkın su ihtiyacı nasıl karşılanmaktaydı? Hemen o kuşakların belleğine başvuralım:
“-Malum Eskişehir özellikle sıcak sularıyla gezginlerin notlarına kadar uzanan bir tespitle adeta bir “su şehri olarak bilinir. Örneklemek  gerekirse bu gün dahi hamamların bulunduğu kesim “Sıcak Sular” olarak bilinir ve anılır. Bu bölüm “Taşbaşı Çarşısı” olarak anılan kesimi de içine almaktadır ki, çarşıdaki iç içe yer alan alışveriş yapılan hemen her dükkanın önünde tulumbalar bulunurdu. Dükkanlarını açan  esnafın ilk içi bunlarda su çekmek, çarşının sokaklarına kadar hemen her yeri yıkamaktı.

Odunpazarı’na sıcak su.

Yine hatırlanacaktır ki, Odunpazarı semtindeki tüm mahallerde yer alan evlere öğle saatlerine doğru sıcak su pompalanmaya başlanırdı. Yani bulaşık ve çamaşır yıkamak, hatta duş almak için!.. Sıcak su kesilince de bir saat süreyle “Kalabak Suyu” verilmeye başlanırdı! Yani;
-İçme suyu da bedava, sebil!..
Ya Porsuk ve demiryolunun altında kalan mahaller? Onların da çoğunda tulumbalar ve az derin su kuyuları bulunurdu. Sıcak su değil ama her türlü ihtiyaca yeterliydi bunlar. İçme suyu olan Kalabak suyu da At arabalı “sakalar tüarafından dağıtılmaya başlanmıştı çoktan!.. 
Hemen sonrasında şehrin hemen tamamında cadde ve sokaklara su şebekesi yapılmaya başlanacak, tulumba ve kuyular giderek tarihe kavuşacaktır. Ya şebekeye verilecek su nereden?... 
İşte o süreçte “derin su kuyuları” devreye girecektir. Buradan dalgıç motorlarla yine yeni bir buluş olarak inşa edilen “büyük hacimli su depolarına pompalanacak oradan şehir şebekesine dağıtılacaktır. 
-Artık her evin mutfağında, banyosunda kullanma suyu vardır!.. 

Nüfus artıyor, su ihtiyacı da…

Derin su kuyularının işlevi 1980’lerin başlarına karad sürecektir. Bu süreçte onlardan istihsal edilen su artan nüfus ve yerleşim yerlerine yetmemeye başlayacaktır. Bunun da ötesinde hemen her yapının önünde bulunan “fosseptik kuyularından” sızan kirli sular, derin su kuyularına kadar sızacak. Büyük bir halk sağlığı tehlikesi uç verecektir. Çare ve çözüm;
-Merhum Başkan Selami Vardar’ın DAPTA Projesi!.. 
Proje Porsuk Barajı devre reye girecek, ilk aşamada “su arıtma tesisleri”  yapımına başlanacaktır. Büyük yatırım ve önemli bir teknoloji içeren bu proje 980’lerin sonlarına doğru tamamlanacaktır. Etap-etap su şebekesinin de tamamlanmasıyla şehrin “kullanma suyu” ihtiyacı uzun yıllar sorun olmaktan çıkacaktır. 

1994 seçimlerinde yeniden gündemde.

Şehir giderek büyümekte, su ihtiyacı arsa da artık ESKİ’nin yönetimine geçen arıtma tesisleri ihtiyaca yeterli gelmektedir. Ne var ki sorun 1994’te yapılan Büyükşehir seçimleri öncesinde yeniden gündemde olacaktır;
-Kullanma suyu nitratlıdır, halkın sağlığı tehlikededir!
Bu tehlikeli nitratın suyumuzu nereden karıştığı da bu tartışmalar sonucu ortaya çıkmıştır;
-Üretim atıklarını Porsuk Çayı’na deşarj eden Kütahya Azot Sanayi Tesisleri!.. 
*** 
O kadar çok partinin adayı vardır ki 1994 seçimlerinde, Başkan adaylarının da birincil maddesi  sorunun nasıl çözeceği noktasında yer alacaktır. Kimi adaylar, tekrar şehrin varoşlarında açılacak derin su kuyularını önermekte bazıları da temiz zu depolayacak barajlar yapımını vaat olarak sunmaktadır. 
Bunların arasında bir tek DSP adayı Sadi Nebrekli, o zamana kadar akla gelmeyen yeni bir fikirle çıkar seçmenin karşısına;
“-Çifteler Sakarya Başı’ndan elde edilecek temiz suyu Eskişehir’e getirerek basit bir arıtmadan sonra şebekeye vereceğim.”
*** 
O sırada büyük yankı yaratan bu yeni proje, yıllar boyu unutuldu.  Bakıyorum da Nebrekli’nin bu projesi yeniden gündemde. Büyükşehir’in çiçeği burununda başkanı Sayın Ayşe Ünlüce seçim vaatleri arasında yer aldı.  .
Proje yerindedir ve akıllıcadır. Başkan Ünlüce ile görüşecek ve son gelişmeleri kendisinden öğrenmeye çalışacağım.