Önseçim dedikleri, bizde ise

unutulan demokratik  gelenek.

Başka demokratik ülkelerde nasıl olur, nasıl gerçekleştirilir uygulanır, araştırmadım, bilemiyorum.

Ancak bizde yerleşik hale getirildiği zaman diliminin 1961 Anayasası ile başladığı ve o anayasaya göre düzenlenen Siyasi Partiler Kanunu ile yürürlüğe konulduğunu biliyorum.

Sonrasında, hatırladığım kadarıyla 1981 Anayasası ile “önseçim kuralı” büyük ölçüde gevşetildi. Yine siyasi partiler kanunu ile “partilerin tercihine” terk edildi:

-İster yapar, ister yapmaz!..

İsterse, biz “demokratız” diyerek göstermelik bir uygulamayla ve adına da “temayül yoklaması” dedikleri, sözüm ona sadece il-ilçe örgütlerindeki seçilmişler arasında bir önseçim ‘önseçim’ yaparlar!.. Gerisi, yine de parti kurullarına, genellikle de partinin genel başkanına kalmıştır.

-Aday adaylarını kafasındaki tercihlere göre sıralar, oldu-bitti!..

Evet, üyeler arasında yapılması gereken önseçim böyledir bizde!..

Ve seçmenin önüne o listeler konularak belirlenecektir seçilecek milletvekilleri, Belediye Başkanları ve Meclis üyeleri…

Ha genel, ha yerel!..

Her seçim öncesi bizde, genellikle de partiler arasında bir önseçim tartışması yapılır bir-iki gün. Sonra karar verilir hangi yöntemin (!) uygulanacağına. En çok da CHP kurullarında gündeme getirilir önseçim , ha yerel. Diğer partilerin çok “umurunda” değildir!..

Son genel seçimlerde de bu aynen böyle oldu. Bütün partiler listelerinde yer alacak adaylarını genel merkezleri ya da partinin liderleri aracılığı ile belirlediler! Seçmene de önlerine konan adayları parti bağlılığa ile mühür basıp seçmek düştü!..

Tantanasını yapadurduğumuz şu önümüzdeki “yerel seçimlerde” değişen bir şeyin olmadığı görüldü. Belediye başkan adayları yine partilerin üst kademelerince belirlenip, “parça parça” açıklamalarla duyuruldu seçmene. Bu kez bir fark şu tercih edildi;

-Mevcut başkanlar için ‘memnuniyet anketleri’ yaptırmak!..

Adamlar son beş yıllık icraatlarıyla yörelerindeki seçmenleri nezdinde zaten biliniyor memnun olup olmadıkları… Ama iş olsun, “torba dolsun beri gelsin” anlayışı işte!..

***

Yine CHP’ye ve Eskişehir’e  dönelim. Parti merkezi başkan adaylarını belirledikten sonra sırada, belediye meclis üyelerinin sıralamasını belirlemek var;

-Sıralama parti üyelerinin katılacağı önseçimler olacak!..

Bence yerinde bir karar. Meclis üyeliği için Tepebaşı ve Odunpazarı’nda 100’e yaklaşan hevesli var. Onlar arasından 38 kişiyi belirlemek hem ilçe yönetimleri ve tabii başkanlar için önemli sorun. Bu nedenle İlçe seçim kurulları gözetiminde ön seçim yapmak en iyi yöntem!..

Bu önseçim geçen Pazar günü yapıldı. Tepebaşı’ndaki tam bir fiyasko! Bir takım usulsüzlükler olmuş, seçim iptal.

-Bu Pazar yenilenecekmiş!..

Odunpazarı’nı Başkan Kazım Kurt’a soruyorum “Bizde normal geçti” diyor. İyi de niye açıklanmadı sıralama;

-Ne bilirim. Açıklamak ilçe seçim kurulunun işi!..

-Bir zamanlar Eskişehir’de önseçimler.

Ne demiştik yazının başlarında;

-Önseçim yasal bir zorunluluk idi!..

Bu zorunluluk ,1981 Anayasası ve Siyasi Partiler Kanunu’yla partilerin tercihine, keyfine bırakıldı. Son olarak 2015 Genel Seçimlerinde CHP uyguladı geleneği! Hatırladığım kadarıyla o da sadece İzmir’de.

Dönelim, Eskişehir’deki önseçimlere. Sonuncusu 1977’de aynı tarihte yapılan genel ve yerel seçimler için yapıldı. Nasıl oluyordu ön seçim?

O zamanın siyasi partiler kanununa göre, seçim öncesi yapılan İl Yönetimi birimleri seçilirken aynı zamanda bir seçim daha yapılıyordu;

-Önseçim delegelerinin belirlenmesi amaçlı...

Bu delegelerin yanı sıra; partinin il ve ilçe yönetim birimleriyle, Gençlik-kadın kollarının yönetimindekiler, mevcut milletvekili ve belediye başkanları ve partinin kurultay delegeleri de önseçimlerde oy kullanabiliyordu.

1961’lerden itibaren ne önseçimlere tanıklık etti hatta bir kaçına aday adayı olarak katıldı  naçizane yazarınız!

-Gün gelir onları da yazarız…  

Web Yakalama 2 2 2024 151342 Eskisehirnet.teimg.com

-----------------------