CHP Eskişehir milletvekili Utku Çakırözer ile katıldığımız bir televizyon programında konu şehrin üniversitelerine geldi.
***
Çakırözer, özellikle Anadolu Üniversitesine dışarıdan atanan iki rektörün daha sonra istifa ettirilmesi ile ilgili yaşananları, kurumun kamuoyundaki itibarını zedelediğini düşünüyor.
Anadolu üniversitesinin, atanan son iki rektöre gelinceye kadar hep kendi içinden rektör belirlediğini, bunun bir ekol oluşturduğunu ve bu ekolün de sayesinde önemli bir başarı yakalandığını hatırlatan Çakırözer “Son iki rektörün dışarıdan atanmasıyla bu ekol ortadan kalktı. Atanan her iki rektörün de görev süreleri bitmeden üstelik şaibe yaratacak şekilde istifa etmesi ya da ettirilmesi, kurumun itibarını da zedelediği gibi başarının da düşmesine yol açtı” diyor.
***
Dışarıdan atanan iki rektörün de görev süresi bitmeden ve şaibe yaratacak biçimde görevden ayrılması ya da alınmasıyla, “Dışarıdaan yapılan rektör atamasıyla bu işin olmadığı artık ispatlandı” tezinin resmen doğrulandığını da ifade eden Çakırözer “Dışarıdan rektör olarak atanan isimler üniversiteyi bilmiyor, şehri bilmiyor, şehrin hassasiyetlerini bilmiyor. Bu da yönetim anlayışlarıyla uyumsuzluğa neden olabiliyor. Belki dışarıdan atanan isimler nitelikli, donanımlı, kaliteli isimler olabilir. O halde o isimler kendi üniversitelerinde değerlendirilsin. Anadolu Üniversitesinin rektörü üniversitenin içinden çıkmalı” diyor.
***
Kendisine, bu sözlerinin “Üniversite içinden çıkacak en kötü isim dışarıdan gelecek en iyi isimden daha iyidir” anlamına mı geldiğini soruyoruz?
“Orasını bilmem ama bu iş dışarıdan yapılan atama ile bir türlü olmuyor işte! Umarım bu olmadığı ispatlanan dışarıdan rektör atamalarına bu defa bir son verirler ”diye cevaplıyor...
YAKINDA, ALAKASIZ HER İŞTE ONLARIN ÇALIŞTIĞINA ŞAHİT OLACAĞIZ GALİBA...
Yargının üç önemli ayağı var...
Birincisi: Karar Makamı. Yani Hakimler...
İkincisi: İddia Makamı. Yani Savcılar.
Üçüncüsü ise Savunma Makamı. Yani Avukatlar.
***
İşte yargının bu üç ayağından biri olan savunma makamı büyük bir sıkıntı ile karşı karşıya kalmış vaziyette.
Sıkıntı: birbiri ardına açılan hukuk fakültelerinden her yıl mezun olan binlerce Avukatın sistemin içine dahil olması.
***
İhtiyacın çok üzerinde Avukatın olması ister istemez mesleğin de itibarının her geçen gün zayıflamasına neden oluyor.
Zira...
Kamuda iş bulamayan, maddi durumu medeniyle büro da açamayan pek çok genç Avukat, eğer şanslılarsa başka bir Avukatlık bürosu ya da bir başka Avukat yanında işe giriyor.
Bunu dahi bulamayanlar ise sahip oldukları avukatlık diplomalarına rağmen başka işler kovalama çaresizliğiyle karşı karşıya kalıyor.
***
Geçenlerde bir belediyenin zabıta alımı için açtığı kadroya çok sayıda Avukatın müracaat etmesi, yine bir başka belediyenin şirket üzerinden alacağı işçiler için yine Avukatların başvuru yapması bunun en somut örneği.
Anlaşılan o ki, eğitim aldığı ve diplomasına sahip olduğu mesleği, mevcut şartlardan ötürü yapama imkanı bulamayan pek çok Avukat, önümüzdeki süreçte hemen her türlü işi çaresizlik içinde tercih edecek gibi görünüyor
***
Bu durum, hukuk fakültesi bitirmiş ve diplomasını eline almış Avukatlar için hiç hoş bir durum değil elbette ama aynı durum çalışma hayatı için de farklı bir sıkıntının yaşanacağını ortaya koyuyor.
***
Şöyle ki; her işveren her türlü pozisyon için alacağı çalışanları haliyle müracaatlar içinde bulunan Avukatlardan tercih etmeye başlayacak.
Belki de, işe alacağı Avukatları alakasız bir pozisyonda çalıştırırken bir taraftan da Avukatlığından yararlanmayı düşünecek.
***
Sonuç olarak:
Bugün yargının üç önemli ayağından biri olan savunma ayağında yaşanan sıkıntı, eğer önlem alınmaz, hukuk fakülteleri her yıl binlerce mezun vermeyi de sürdürürse, her evde en az bir Avukat çıkmasının yanı sıra, her firma Avukatlık yapamadığı için alakasız işlerde çalışan Avukatlardan geçilemez hale gelecek!
ENFLASYON ALTINDA YAPILACAK ZAM GELİR DAĞILIMINI BOZAR!
Yeni Asgari Ücretin belirlenmesi arifesinde 126 iktisatçı ortak bir bildiri yayınlıyor.
***
Yayınladıkları bildiride, yeni Asgari Ücret için yüzde 25 oranının baz alınmasının kaygı verici olduğu ifade ediliyor.
***
Bildiride ayrıca:
Enflasyonla mücadelenin toplumsal maliyetinin adil dağıtılması gerektiği, Asgari Ücretlilerin alım gücünün korunması gerektiği, enflasyon oranının altında yapılacak bir zammın gelir dağılımını bozacağı ve enflasyonla mücadelenin amacının dar gelirlilerin yaşam standartlarını düşürmek olmadığı özellikle belirtiliyor.
***
Bildiriyi, yeni ücret belirlenmesi öncesinde, hükümete ciddi uyarılar ve tavsiyeler içermesi açısından son derece önemli ve gerekli bulduk.
Bildiride imzası bulunan yurtiçi ve yurtdışındaki üniversitelerde görevli 126 iktisatçıdan ikisinin Anadolu Üniversitesi öğretim üyeleri Prof Dr H.Murat Ertuğrul ve Prof Dr Onur Baycan olması bizde memnuniyet yarattı...