İnsanlığın gelişiminin tarih sonrası yazının bulunması ile ilerlediğini biliyoruz. Sümerliler tarafından oluşturulan efsanelerinin bazılarının ilk kutsal kitap olarak bilinen Tevrat’ta yer aldığı ve oradan yayıldığı sanılıyor. Bunların en ilginçlerinden biri de Adem’in Havva’dan önceki karısı olan Lilith üzerine olanıdır. Efsaneye göre; Lilith de Âdem gibi kilden yaratıldığı için onunla eşit olduğunu düşünüyormuş ve bu nedenle Adem’in baskılarına ve bazı isteklerine dayanamayıp ilk feminist(!) olarak cennetten kaçmış. Eşitlik konusunda anlaşamayıp Âdem ile zıtlaşmış olan Lilith bazı kaynaklara göre dünyada şeytanla birleşip bazılarına göre ise gece erkeklerin rüyasına girip erotik düşler gördürerek, onlardan aldığı dölle hamile kalıp bir sürü cin çocuklar doğurmuş. Cennette Âdem yalnızlık çeker olmuş ve Tanrı Lilith'den geri dönmesini istemiş, ama o dönmemiş. Bunun üzerine Tanrı Havva’yı, Lilith gibi bağımsızlığını ilan etmeyip erkeğine bağlı kalsın diye, Adem’in kaburgasından yaratmış. Bu arada Tanrı’nın üç meleği Lilith’in cin çocuklarını öldürmekle tehdit etmiş ve hatta öldürmüşler de. Lilith bu duruma çok kızmış ve doğan her insan çocuğunu öldürmeye yemin etmiş. Yani efsaneye göre Lilith baştan çıkarıcı bir kadın, Adem'in Havva'dan önce yaratılan eşi ve bazı inançlarda kötülüklerin anası olarak geçmektedir. İnanışa göre Dünya'da kötülüklerin bu kadar çok olmasının nedeni Lilith'in doğurduğu bu cinlermiş…
Tarih öncesine dayanan efsane gerek Ortaçağda gerekse Rönesans dönemindeki tablolara ve eserlere yansımış ve etki alanı giderek artmıştır. Lilith efsanesi detayları çok yaygın olarak bilinmese de bu efsaneden dolayı temellendirilen pek çok batıl inanç günümüze kadar yansımış. Efsaneye göre Havva'yı kandırarak 'yasak meyveyi' yemesini sağlayan, Havva ile Âdem’in Cennet'ten kovulup birer ölümlü olarak yeryüzüne gönderilmesine neden olan şeytan, sevgilisinin kılığına giren ve intikam almak isteyen Lilith'dir. Efsane, adı Lilith olmasa da başka inanış biçimlerinde, kutsal kabul edilen hikayelerde, bazı batıl inançlarda karşımıza çıkıyor. Mesela 'Al Karısı' ya da 'Al Basması' lohusalık döneminde anneleri gece rahatsız ettiğine inanılan ve oldukça çirkin tasvir edilen bir cin olarak da betimleniyor. İşte genelde Anadolu'da Lilith'i saf dışı bırakmak için başvurulan yöntemlerin bazıları bizlere de çok tanıdık; Lohusa anne ve bebeği kırk gün boyunca yalnız bırakılmaz, gece ışıklar söndürülmez, lohusanın başucuna bıçak ya da makas bırakılır, annenin başına kırmızı kurdele bağlanır, bebeğe nazar boncuğu takılır. Modern zamanlarda efsanenin başka bir boyutu da Avrupa’nın bazı yörelerinde Lilith’in kendi ayakları üzerinde durmaya çabalayan ve baş kaldıran kadının, yani feminizmin simgesi haline gelmesi. Bu isimde dergiler çıkıyor, kitaplar ve makaleler basılıyor, kafeler açılıyor, müzik festivalleri düzenleniyormuş. “İdeal kadın” olarak tanımlanan Havva gibi olmak istemeyen kadınlar, tepkilerini dile getirmek için kız çocuklarına Lilith adını veriyorlarmış. Nereden nereye Sümerlilerden günümüze, masallarla çevrilmişiz!.. İnsan aklına da gerçekten akıl sır ermiyor…