Ekonomik kriz günlük harcamalarımızı önemli ölçüde kısıtlamanın yanı sıra umudumuz olan gelecek nesillerin yetişme biçimini de olumsuz şekillendiriyor.
Çocuklar ve gençler anayasal temel bir hak olan ‘eğitim hakkından’ gereğince yararlanamıyor.
Daha önce üniversite öğrencilerinin ‘barınma sorunu’ ve karşı karşıya olduğu maddi zorlukları dile getirmiştim.
Bu şartlar altında ne yazık ki çok sayıda öğrenci bu yıl kaydını donduracak ya da okuluna devam edemeyecek.
Geçen gün iki çocuğu da üniversitede okuyan bir baba “Çocukları arasında tercih yapamayacağı” için ikisini de okula gönderemeyeceğini derin bir üzüntü içinde anlatıyordu.
Aileler ve gençler dönem içindeki muhtemel fiyat artışlarını da düşünerek büyük bir belirsizliği yaşıyor.
KYK yurtlarında yer bulamayan öğrencileri ise çok daha zor günler bekliyor.
…
İlköğretim ve ortaöğretimde çocuğu olan veliler için de durum hiç iç açıcı değil.
Geçen gün bir tanığımdan çocuğunun ana okuluna kaydı için 1.500 TL kayıt ücreti verdiğini öğrendim.
Milli Eğitim Bakanlığı’nın “kayıt ücreti alınmayacağı” yönündeki açıklamasının ise uygulamada hiçbir karşılığı yok.
İstenilen kayıt ücretleriyle ile ilgili velilerin yoğun şikayetlerine karşın Bakanlığın bugüne dek herhangi bir cezai yaptırımda bulunduğu bilgisine rastlamadık.
Okulun bulunduğu yer, şöhreti ve okul yöneticilerinin tavrına göre istenilen kayıt ücretleri değişebiliyor.
Çoğunlukla Okul Aile Birliği üzerinden velilere kayıt ücreti dayatması yapılıyor.
Bilindiği gibi okul açıldıktan sonra da istekler bitmiyor.
Fotokopi kağıdı, temizlik malzemesi ya da temizlik personeli ücretine katkı gibi talepler velileri zor durumda bırakıyor.
Kırtasiye malzemelerinin fiyatlarında büyük artış var.
Yardımcı kaynak kitapları 3.000 TL civarında tutuyor.
Öğrencinin okul kıyafeti, eşofman parası ise ayrı bir harcama konusu.
Geçen yıl liseye devam eden bir öğrenci velisi, “Kızının eşofmanı olmadığı için beden eğitimi dersi olduğu gün okula gitmek istemediğini” büyük bir üzüntüyle benimle paylaşmıştı.
Artan akaryakıt fiyatları ve araçlarda istenilen özellikler nedeniyle servis ücretlerinde de önemli artışlar oldu.
LGS ve YKS sınavına hazırlanan öğrencilerin dershane ve ek ders desteği ile ilgili ödemeler de göz önüne alındığında gerçekten de velilerin işi çok zor.
Dikkat ederseniz bahsedilen zorunlu eğitim giderleri içinde çocuğun katılabileceği bir ‘etkinlik’ harcamasından söz etmedik.
Öğrenci spor, müzik, dans veya başka bir etkinliğe katıldığında aylık veya sezonluk bir ödemeyi de öngörmek gerekli.
…
Harcama listesi daha da uzatılabilir.
Toplumun yüzde 60’ından fazlasının asgari ücretle karın doyurma mücadelesi verdiği ülkemizde ‘Eğitimde fırsat eşitliğinden’ söz etmek ne yazık ki mümkün değil.
Oysaki sosyal devlet en temel görevini yerine getirerek tüm vatandaşlarına ‘eşit koşullarda eğitim olanağı’ sağlamalıdır.
Devamında gelecekten umudunu yitiren, yurt dışında yaşamak isteyen gençlerin iş, aş beklentileriyle ilgili kaygılarını gidermelidir.
Güncel politikanın dar alanında sıkışan ve çözüm arayan gençler ‘özgürce’ hayal kurabilmelidir.
…
Sıklıkla kullanılan ifadeyle belirtirsek “Eğitim Şart” ama parası olmayanlar ne yapacak, sorusu yanıtlanmayı bekliyor.