Kimseye etmem şikayet ağlarım ben halime.
Titrerim suçlu gibi baktıkça geleceğime!
Benim zevkle dinlediğim bu şarkıyı bu güne uyarlarsak; yaptığımız seçimlerden şikayet etme hakkımız yok dememiz gerekecek. Kendimiz ettik, kendimiz bulduk diyeceğiz. Gül gibi sararıp solacağımız günler de yakındır. Onun için şikayetçi olmaya hakkımız yok.
Ben kendim gelecekten pek ümitli değilim. Benim derdim ülkemin ekonomik durumundan çok insan kaynaklarındaki değişiklikler! Neden söz ettiğimi anlamışsınızdır. Ülkemizde bulunan bu Suriyeliler için, sığınmacı mı desem, mülteciler mi desem ne desem bilemiyorum? Bu insanlar ne olacak. Öyle bilimsel sözlerle anlatmaya gerek yok! Bayram gelince ülkelerine gidiyor, bitince dönüyor.
Bizim hakkımızda otobüs parası çok diye köyüne gidemiyor! Sanayicimiz için ucuz iş gücüymüş.. Onun için bu insanları göndermiyormuşuz. Ülkemde işsizlik en üst seviyede.. Bu insanların yerine kendi insanlarımızı neden çalıştırmıyoruz?
Bu sığınan insanların kültürü, kültürümüze uymuyor. sosyolojik yapısı bize ters. Patolojik yapılarının toplum içinde yaşayan insanımızı etkilemesi ile, yeni patolojik hastalıklar ortaya çıkıyor. Kızamık hastalığının kökünü kazıdık derken sığınmacılar vasıtasıyla hastalık hortladı. Gelen bu insanların biyolojik hastalıklarının ülke insanımıza vereceği zararları araştırıyor muyuz? Sosyal etkileşimlerle Türk ve Suriyeli insanların yapmış olduğu evlilikler; sosyal ve kültürel değişimlere neden olacak. Bu konularda yapılan bir araştırma var mı? Geleceğimizi tayin eden şey, bu gün yaşananlar. O zaman bu gün yaşananlar geleceğimizi tayin edecek. Gelecek ise ülkeme sığınan 3.600.000 Suriyeli içinde yaşayan kadınların devamlı doğumları sizleri karamsar yapmıyor mu?