Evrim açısından insanın atalarının kim olduğunu anlamak için zamansal düşünmek gerekiyor. Mesela 4 milyar yıl önceki atalarımız bakterilerdi. Hepimiz balıktık diyen evrimcilere göre ilk omurgalı ataların gözükmesi 650 milyon yıl evveldi. En yakın ve en doğrusu primatlar gurubuna bağlı olduğumuza göre 55 milyon yıl önce atalarımız dünya üzerinde görüldüler demektir. Dinozorların kaybolmasından hemen sonra çoğaldılar, zaten onlar yok olmasaydı primatlarda pek sağ kalamazdı diyenler çoğunlukta…
Antropologlara göre ise insan olabilmek için şu üç koşulu yerine getirmek gereklidir. Birincisi primat olmak, ikincisi iki ayak üzerinde dik yürüyebilmek, üçüncüsü ise alet yapıp gelecek kuşaklara bunu öğretebilme yeteneğini kazanmış olmak. Hatta örneklerde verilir; karga iki ayak üzerinde yürür, kendi beslenmesini sağlamak için çeşitli icatlar yaratıp bunu yavrularına da öğretebilir ama primat olmadığı için insan değildir. Ya da şempanzeler primat olup, küçük aletler yapıp gelecek kuşaklara öğretebildikleri halde uzun süre iki ayak üzerinde dik yürüyemediklerinden insan değillerdir. Antropologların insan tarifi sadece soy ve yeteneklere bağlı kalınarak tanımlanıyor. Ancak insanı felsefi yönden değerlendirdiğinizde çok daha ötesine gitmek, insanı insan yapan zihnine giriş yapmak zorundasınız…
İnsanın zihin gelişimi bebeklikten başlayarak 2,4,6 ve 9 yaşlarında çeşitli kırılmalar yaşayarak 25 yaşlarına kadar sürüp, yavaşça olgunluk dönemine ulaşır. Bu gelişlimin ayrıntılarını vermek bu yazının amacını da hacmini de aşar. Ancak 2 yaşında öz farkındalık ile başlayan zihin gelişiminin daha sonra zihin kuramlarının, zamansal belleğin gelişimi ve beynin yan alın loblarının tamamlamasıyla olgunluğa vardığını söyleyebiliriz. İnsanı insan yapan sosyal etkileşim için kişinin kendi benliğini bir nesne olarak görmesini gerekir. İnsanlara nasıl göründüğünüzü, onların sizi nasıl gördüğünü ve onların sizi nasıl gördüklerine dair düşünceleri de içerir. Erken dönem Homo Sapiens’in bundan 80 bin yıl önce süslenmesi ve üstüne oturan giysiler giymesi kendisi ve başkalarına nasıl göründüğü hakkında düşündüğünün bir göstergesidir. Tüketim ekonomisi böyle başlamıştır…
Zihnin bu şekilde çalışır hale gelmesi kutsal kitaplarda cennet bahçesinde yasak ağacın meyvesini yiyen, kendilerinin ve çıplaklıklarının ilk kez farkına varan Âdem ve Havva’nın yaradılış öyküsü ile sembolize edilir. Bu durum bilince sahip olmanın bilincine varmaktır ve insanda bilişselliğin oluşumunda belirleyici andır. Yani kutsal kitaplara göre de insan bilinç geliştirdiğinde ancak insan olmuştur. Demek ki insan olmamızı sağlayan beynimizin zihin gelişimini tamamladığımızda ancak insan olabiliyoruz…