İkilem ya da dilemma, bir çelişki durumunu ifade eder. Bir ikilem, iki olası çözümü olan bir çatışma, sorun veya durumdur. İnsanlığın en büyük ikilemi neokortekse sahip olmasıdır. Beynimizin en yeni kabuksu tabakası olan neokortekse sahip olmak, insan için hem en büyük ödül hem de büyükçe bir ceza demektir. Ne demek istediğimizi biraz açalım; Neokorteks rasyonel, mantıklı ve bilinçli düşünme, analitik zekâ, öğrenme, problem çözme, dil, konuşma, duyma, görme gibi yüksek fonksiyonların yürütülmesinden sorumlu beynin insanı insan yapan bölümüdür. Neokorteksin bir diğer özelliği ise; zamanda geleceği simüle etmek, geçmişi değerlendirerek, geleceği kurgulayan özel bir bilinç formu olmasıdır. En büyük başarısı ise gerçekte var olmayan nesne ve olayları hayal edebilme yeteneği sayesinde sonunda kendisinin de inanabileceği masalları yaratabilmesidir. Mesela “ejderha” insan beyninin çevreye korku salan ama aslında olmayan bir canavara verdiği isimdir. Öyle ki Antik çağlarda yapılan haritalarda bilinmeyen bir yer oldu mu oraya ejderha resmi konurmuş. Buraları bilemiyoruz sakın gitmeyin, ejderha çıkabilir anlamına. Üst tarafı insan alt tarafı balık olan “Deniz kızı”, her iki yanından büyük kanatlar çıkan “Kanatlı at”, hep bizlerin hayal ürünüdür. Onun için Analitik Felsefenin kurucusu büyük filozof, matematikçi ve mantıkçı Gottlob Frege bizi dilimizi konuşmada düşeceğimiz bir yanlıştan kurtarma adına, “var olmak” fiilinin nesnelere değil kavramlara uygulanabileceğini söyler. Öyle ya “ejderha yoktur” derken bir anlamsız yanlışa düşüyor, olmayan bir nesneyi adlandırmış oluyoruz. Cinler periler dahil böylesine gerçek olmayan birçok nesneyi neokorteks sayesinde yaşamımıza sokmuşuz ki artık çıkarmak olası değil…
İnsanlık, tarihin erken dönemlerinde neokorteksin hayal dünyasında sembolik bir akıl geliştirmiş, zirve noktasında da büyü ve din olan bir düşünme biçimi oluşturmuştur. Avcı toplayıcılıktan neolitik döneme geçiş ile toprağa bağlılık ve tarımın öne çıkmasıyla yerleşik toplumların ve bir arada yaşayan insan sayısının zorunlu olarak artışını sağlamıştır. Tanrılara ibadet ilk önce atalara ibadet ile başlamış ve tarımla birlikte evrilmiştir. Mesela toplum önderinin öldükten sonra da kafatası sergilenerek görev yapmaya devam etmiştir. Buna “kafatası kültü” adı verilmiş ve yaşamı kolaylaştırmak için bu sembolden yardım istenmiştir. Sembol, aslında olmayan bir şeyin işaretidir. İrrasyonel bir dünyada yaşıyorsanız semboller çok iş yapar ve insanlık tarihi kendi değerinden daha büyük etki yapabilen sembollerle doludur. Milli maçta Merih Demirel’in yaptığı gol sevinci ise aşırı sağcı bir partinin ve uzantılarının siyasi sembolü olmasının ötesinde bir ideolojiyi işaret eder. Böylece bozkurt sembollü ile dile getirilen ideolojiyi benimsemeyen kitleler tarafından ağır eleştiriye tabi tutulmuş ve toplum belki de istemeden ikiye bölünmüştür. Bir hayal dünyasında sembolik akılla hareket edenler, sembollerine yönelik eleştirilere, inandıkları masalların gerçekliğine ve yarattığı tepkiye ilişkin sorgulama girişimlerine de katlanmak zorundadırlar. Bir çuval incir ancak böyle berbat edilir…