Bu gibi durumlarda meslektaşlarımızın hiç düşünmeden attığı klasikleşen bir manşetle başlayalım;
-Partiyi sarsan istifalar!..
Kuşkusuz her partide olağan il-ilçe yönetimlerinden ferdi istifalar, ya da bu kurullarda toptan görevden ayrılmalardan söz etmiyoruz. Söz konusu ayrılmalar milletvekillerinden ya da partinin yönetim kademelerinden geliyorsa önemlidir ve o durumlarda “sarsıcı” olarak nitelendirilir.
İYİ Parti de bugünlerde o başlıkta ifadesini bulan istifalar ile sarsılıyor. Özellikle Milletvekillerinden gelen ayrılıklarla!.. Soncusu ise, yıldızı son seçimlerde parlayan bir genç siyasetçi, üstelik partide genel başkandan sonra söz söyleme yetkisi olan “Parti Sözcüsü Kürşat Zorlu’dan” geliyorsa daha bir dikkat çekici olabiliyor…
Bu arada hatırlatalım, Zorlu’nun istifası ilk değil. Bakılırsa sonuncusu da olmayacak!.. Ama ilgincini, Önceki akşam Halk TV’nin Rota programının konuğu olan Tolga Akalın söyledi;
-İstifa edeceğini son anda öğrendi!..
İstifa kişisel bir tercih, irade meselesi olduğuna göre, Ne demen oluyor “son anda öğrendi” saptaması?
Önce istifa sonra iltica!..
Tolga Akalın’ı, İYİ Parti’nin, (geçmişte) Genel Başkan Yardımcısı olarak tanıyoruz. Özellikle de seçim dönemlerinde televizyon ekranlarından. Ağzı laf yapan, siyasi analizler yapan biri olarak. Ancak ROTA programında daha bir yakından öğrendik siyasetçi kimliğini:
-İYİ parti ve güncel ‘memleket meselelerine’ ilişkin yaptığı yorumlarla…
O yorumların kimisi parti içinde yaşananlara ilişkin gözlem ve tahminlere ilişkinse de, bazıları da tanıklıklarına dayanıyordu. Konuşmalarının özetine gelirsek diyebiliriz ki;
-Meral Akşener’le başlayıp, O’nun ile bitirdi!..
***
Akşener’e ilişkin ilk değerlendirmesi çarpıcıydı doğrusu;
“-21 Mart Yerel Seçimlerinin gecesiydi. Partinin yönetim kademelerinden 30-40 kişi kadardık. Alınan sonuçlardan dolayı üzgündü herhalde. Sorumluluğun kendisine ait olduğunu söylerken istifa edeceğini de söyledi. O arada özel kalemi ‘hanımefendi arıyor’ diyerek telefonu uzattı kendisine. Galiba bu şifre gibi bir şeydi. (hanımefendi Erdoğan’ın eşi) Yandaki odaya geçti konuşmalarından bir kısmı duyula biliyordu . Konuştuğu kişinin Tayyip Bey olduğu anladık. Sonradan istifa kararından söz etmedi. Anlayacağınız Meral Hanımı istifadan vaz geçiren Cumhurbaşkanı Erdoğan olmuştur…”
Malum, Meral Akşener’in genel başkanlıktan istifası bir-kaç ay sonrasında gelecektir.
Tolga Akalın’dan bir “çarpıcı” değerlendirme daha gelecektir:
“-O anda anladım ki, O artık Erdoğan’ın talimat memurudur. Artık siyasetin değil, tarihin konusudur!”
Nebi Bey’in istifasını hatırladım!
Programda Kürşat Zorlu’nun istifasını da “Akşener’in talimatıyla” olduğunu ileri süren Akalın, daha önceki istifaları da isimler vererek açıkladıktan sonra “Önce partiden istifa ettiriliyor, ardın 1 ay kadar sonra AKP’ye gidiliyor. Sanırım Kürşat Zorlu da o yolu izleyecek” diyerek tamamladı bu faslı.
Televizyonda bu son sözleri dinlerken hatırladım:
-Meral hanım da görevi genel kurulda Müsavat Dervişoğlun’a devrettikten birkaç ay sonra Saraya gidip Tayyip Bey’e mülaki olmamış mıydı?
***
Partiden en ilginç istifa, yine Meral Hanım’ın başrolünü oynadığı bir senaryo sonrasında İlimizin İYİ Partiden Milletvekili seçilen Nebi Hatipoğlu’nun istifasıdır. Birkaç kez yazdım, kısaca özetleyelim.
Nebi Bey, Eskişehir’in siyaset ortamında adı dolaşmayan başarılı bir iş adamıdır. Duyduk ki İYİ partiden aday adayıdır. Epey bir “harcama” yaptıktan sonra aday ve milletvekilidir. Ve de giderek siyasete ısınmaktadır!..
Bir gün hangi vesileyle bilinmez, Sivrihisar’a gelen Genel Başkanıyla buluşur. İlginci, o buluşmanın ertesi ya da birkaç gün sonra Nebi Bey;
-İyi Parti’den istifa ettiğini açıklar.!..
Oysa bir hafta kadar önce bir yerel TV’de arkadaşlarımıza “bindiğim otobüsten İnmem” demiştir. Bir süre sonra ise
-Otobüsten inecek, AKP’nin hızlı trenine atlayıverecektir!..
***
Kendisinden önce ayrılan diğer vekiller gibi halen trenin kompartımanlarında seyahat etmekte!..