Ülke olarak iç ve dış kaynaklı sorunların çok yoğun olduğu bir dönemden geçiyoruz.
Bu bağlamda yasama organı olarak çok temel bir işlevi olan TBMM’nin gündeminde acil çözüm bekleyen çok sayıda düzenleme var.
Sorunların çözümünde etkili olan “Kadın bakış açısının siyasete yansıtılması” yönünden ise Meclisteki kadın vekil sayısının düşük olması olumsuz bir tablo oluşturuyor.
Türk kadınına seçme ve seçilme hakkını sağlayan Anayasa değişikliği ve yasaların çıkarılmasının üzerinden 88 yıl geçti.
Kadınlarımız 5 Aralık 1934’te Anayasanın 10. ve 11. Maddelerinde yapılan değişiklik ile 22 yaşında seçme, 30 yaşında seçilme hakkını kazandılar.
Anayasa değişikliğinin devamında Milletvekili Seçimi Kanununda gerekli düzenlemeler yapıldı.
8 Şubat 1935 tarihinde yapılan seçimlerde TBMM’ye 17 kadın milletvekili girdi.
1936 yılı başında boşalan milletvekilleri için yapılan ara seçimde 1 kadın milletvekilinin de Meclise girmesiyle 18 kadın milletvekili yer aldı.
…
Cumhuriyetimizin kuruluşunun 100. Yılına yaklaşırken TBMM’de kadın temsili oranının % 17 düzeyinde olduğu görülüyor.
Kadın erkek eşitliğini benimseyen anlayışın sonucu olarak birçok Batı ülkesinden önce “Seçme ve seçilme hakkını” elde eden kadınlarımızın siyasetteki varlığının düşük seviyede kaldığı ortada.
Tüzüklerine göre HDP % 50, CHP % 33, İYİ Parti % 25 ‘kadın kotasını’ uygulaması gerekirken örneğin CHP’de 134 milletvekilinin 16’si kadın, kadın temsil oranı %12 düzeyinde.
CHP ve İYİ Partide kota “fermuar sistemiyle birlikte” uygulanmadığı için parlamentoda eşit siyasal temsile ulaşılamadı.
Partiler arasında sadece HDP’nin kotayı ciddi şekilde uyguladığı görülüyor.
İYİ Parti lideri Meral Akşener, “Partilerinde kadın temsili konusunda istedikleri sonuca ulaşamadıklarını” yakın günlerdeki bir konuşmasında açıklamıştı.
“Kadınlara tanınan hakları geriletme yönünde” politika izleyen AKP ve MHP’nin durumuna ise bakmaya gerek bile yok.
Kadınların partilerin merkez ve yerel yönetim organlarındaki temsili yetersiz.
Partilerin gençlik kollarında çoğunlukla erkekler var.
Kadın Belediye Başkanı ve Belediye Meclis üyesi sayısı hala çok düşük.
Kadın muhtar sayısında ise son dönemde bir artış olduğunu görüyoruz.
…
Gelinen noktada kadınının yaşam hakkına müdahale eden ‘erkek şiddetinin’ örnekleri her geçen gün artıyor.
Kadına yönelik şiddet nedeniyle yüzlerce kadın yaşamını yitirdi ya da sakat kaldı.
Kadınlar, eğitimde fırsat eşitliğinden yararlanamıyor.
Derinleşen ekonomik kriz nedeniyle yokluk ve yoksulluk sarmalının içinde ‘tencere kaynatma’ derdindeler.
Bu tablo karşısında “Kadınların sorunlarını en iyi bilen ve çözüm üretebilecek olan kadınlar” karar mekanizmalarının içinde yani siyasette yeterince yer al(a)mıyor.
…
Kadın temsili ile ilgili olarak geçen yıl 5 Aralık’ta CHP, “Meclis’te seçimlerde kadın ve erkek adayların eşit sıralanmasını sağlayacak fermuar sisteminin” seçim ve siyasi partiler yasasında kabulü için yasa değişikliği önergesi verdi.
Önerge, AKP ve MHP oylarıyla reddedildi.
Şaşırdık mı, elbette hayır.
Kadının kahkahası, makyajı, giyim tarzı, doğuracağı çocuk sayısına karar verenler başka bir tavır içinde olamazdı.
Kadını ikinci sınıf olarak gören sosyallikten, çalışma yaşamından alıkoymaya çalışan anlayıştan, siyasette kadın temsilinin arttırılması konusunda ilerleme beklemek mümkün değil.
Diğer yandan “İktidar partisine mensup mevcut kadın milletvekillerinin kadın sorunlarına yönelik çözüm geliştirme konusunda neler yaptıklarının” yanıtlarını ise siz okuyucuların takdirine bırakıyorum.
…
Siyasette kadının temsili ile ilgili söylenecek çok söz var elbette ama gelecek döneme dair talepleri vurgulayarak yazıyı sonlandıralım.
Kadınlar muhalefet blokunun vaatlerinin somutlaştırıldığı ve seçime yaklaşılan süreçte, her alanda “cinsler arası eşitliğin” esas alınmasını,
“Siyasetin vitrini değil öznesi olmak istediklerini” en güçlü şekilde haykırıyor.