“Şikâyet ettiğiniz yaşam, belki de başkasının hayalidir.” diyor, Tolstoy.

Bitmek tükenmek bilmeyen beklentilerle sürüp giden bir hayatın içinde…
Karşılanan her beklenti zamanla yerini başka bir isteğe bırakır.
İstekler karşılanmadıkça da tatminkâr olmayan ve yetinmeyi bilmeyen bireylere dönüşür insan.
Bu da zorluklarla dolu yaşamda, karşılığını huzursuzluk ve mutsuzluk olarak gösterir.

Şehrin kalabalığından geçim derdine, hayat telaşından zamanın akışına kadar, haklı haksız doğal olarak herkes bir şekilde şikâyet eder.

Araç kullanan trafik keşmekeşinden, yayalar arabalardan, arabalar motosikletçilerden, motosikletçi kurye teslimat bekleyen müşteriden, müşteri soğuk yemekten, lokantacı maliyetlerden şikâyetçi.

Öğretmen öğrenciden, öğrenci notlardan, veli eğitim sisteminden ve masraflardan, müdür ödenekten, okul aile birliği okulun bitmez tükenmez ihtiyaçlarından şikâyetçi.

İktidar muhalefetten, muhalefet iktidardan, vatandaş belediyeden, belediye imkânlardan, vatandaş hepsinden şikâyetçi…

Çiftçi mazottan, üretici verimden, market müşteriden, müşteri fiyattan, devlet tahsil edemadiği vergiden, vatandaş vergi adaletinden şikâyetçi…
… 
Emekli maaşından, memur saatlerden, asgari ücretli yetinememeden, patron gelirden, sigortacı hasardan, ev sahibi kiracıdan, kiracı ondan, işveren çalışandan, gelirden giderden, çoğunlukla haksızlıktan, eşitsizlikten, kısaca vatandaş haklı olarak hepsinden şikâyetçi…

Kaynana gelinden, gelin görümceden, oğlan kızdan, kız oğlanın anasından, kıymetten, sevgiden, neşeden, huzurdan, mutluluktan, maldan mülkten, hastalıkta sağlıkta ömür boyu seveceğine söz verende şikâyetçi.

Velhasıl sürüp giden bu hayatın keşmekeşinden, payına düşeni alan herkes şikâyetçi…

Ama bir ihtimal daha var ki o da her şeye rağmen yaşadığımız bu kısacık ömürde, sahip olduklarımızın değerini bilebilmekte saklıdır.

Büyüğüyle küçüğüyle, sevgiyle, mutlulukla, sevdiklerinizle bir arada olmanın güzelliğiyle…

Her bayram olduğu gibi bu bayramda da, en iyi dileklerimle her şey gönlünüzce olsun.

Mutlu bayramlar…