Dünyada yaşamın temel kaynağını oluşturan hava, su ve topraktır.

Bunlardan herhangi birinin yokluğu tüm yaşamın yok olmasına neden olur.

2024 verilerine göre dünya nüfusu 8 milyar 76 milyon’a ulaştı.

TÜİK verilerine göre ise Türkiye’nin nüfusu 85 milyon 372 bin 377 kişidir.

Nüfus büyüklüğüne göre 194 ülke arasında 18. Sırada yer alan ülkemiz, dünya toplam nüfusunun % 1,1’ini oluşturmaktadır.

Bu nüfusu besleyebilmek ve hayatın devamlılığını sağlamak için ise öncellikle su kaynaklarını, toprak arazilerini ve havayı kirletmeden dengeli ve verimli sonuç almak lazım.

Son yıllarda iklim değişikliğinin de sebep olduğu kuraklık nedeniyle, yer altı sularının azalması, yanlış kullanım nedeniylede akarsuların, baraj ve göletlerin kuruma noktasına gelmesi Türkiye için felaketin kapıda olma olasılığını bir kat daha arttırmıştır.

Durumu yerinde incelemek, sebep ve sonuçlarının yol açacağı tehlikeyi doğru noktada ele almak ve önlem almak için TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası, Eskişehir Şubesi Mühendisleriyle ilk ağızdan bilgi ve tecrübelerini ve bu bilgiler ışığında yapılması gerekenleri konuştuk.

Eskişehir de tarım alanlarının verimli kullanılması için bir dizi araştırma, planlama ve proje hazırlayan TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası yetkilileri; Yaşamın kaynağı toprak ve su ile başladığını, ardından da tabi ki üretimin geldiğini belirtirken.

“Üretimin en önemli aktörü tarım sektöründe çiftçi olduğunu ve ilgili tüm kurum ve kuruluş, birlik kooperatif, oda, kamu ve diğer paydaşlarla devam ettiğini. Ülkemiz tarımında özellikle son yıllarda girdi maliyetlerinin yüksekliği, üretimin temelinde bulunan küçük ve orta ölçekli üreticileri olumsuz etkilediğini. Enflasyon karşısında destekleme olsa da, sessiz haykırışları sesli hale gelip asıl amacı üretmek olan çiftçiye ivedilikle deste olunması gerektiğini!

Eskişehir Tarım ve Orman İl Müdürlüğü katkılarıyla 22.8.2024 tarihinde yapılan istişare toplantısında TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Eskişehir şubesi, Tarım Platformu, Pancar Kooperatifi, Ziraat Fakültesi, Ziraat Odaları, Haykoop gibi tarımın bileşenleri bir araya gelerek fikir alışverişinde bulunduklarını! Buluşmanın sonunda!

Tüm dünya; “Sürdürülebilir Arazi Yönetimi” olmaksızın ülkelerin kalkınmalarını devam ettirmeleri mümkün olmadığını belirtirken,

Suyun önemli bir etken olduğu ve tarım üretim deseni planları ülkemizde yapıldığı ancak uygulamada çok su isteyen mısır, şeker pancarı, gibi bitkilerin su kısıtı olan bölgelerde ekiminin kontrol altına alınması önem taşıdığı.

Taban suyunun da Alpu gibi ilçelerimizde 400-450 metreye indiği düşünüldüğünde susuzluk adına gerekli önlemlerin bir an önce alınması şart olduğu tespitleri yapılmıştır.”

Bizde bu kararların Eskişehir ve ülke tarımına katkı sağlayacağını düşünüyoruz.

Gelinen son virajda toprağımızı, suyumuzu ve havamızı tarımda ve sanayide bilinçli kullanarak ekonomiye katkı sağlayacağını düşünüyoruz.

Tarımda, ithalatta harcanan paranın ülkeyi günden güne fakirleştirdiği, çiftçiyi dışa bağımlı hale getirdiği, ürünün para etmediği, maliyetin yüksekliği tüketiciyi derinden etkilediğini ve ülke ekonomisinin de olumsuz etkilendiğini herkes görmektedir.

Tarımda; yerli, planlı, bilimsel ve doğaya saygılı bir üretim yapıldığında ve çiftçiye verilen her 1 lira desteğin, ithalata harcanan 2 liradan daha değerli olduğu gerçeği de bir gün mutlaka görülecektir.