Eskişehir dünyanın en yaşanılabilir üçüncü kenti…
Aynı Eskişehir internet üzerinde yapılan ve 22 bin katılımcının iştirak ettiği bir araştırmada Türkiye’nin en sinirli üçüncü şehri olmuş.
***
Hatırlarsanız, Eskişehir bundan birkaç yıl önce yapılan bir araştırmada Türkiye’nin en zeki kenti…
Bir başka araştırmada Türkiye’nin en mutsuz kenti…
Yine bir başka araştırmada Türkiye’nin en çok kitap okuyan kenti seçilmişti.
***
Yaşanabilir, Sinirli, Zeki, Mutsuz ve Kitap okuyan gibi birbirine ters özelliklere sahip bir şehir anlayacağınız…
Nereden bakarsanız bakın ortada tezat bir durum var…
Eskişehir bu durumuyla, aslına bakarsanız Türkiye’nin en tezat şehri araştırması yapılmış olsa kesin ilk sırada yer alacak bir şehir.
Zira…
Şehrin barındırdığı tezatlıklar bunlarla da sınırlı değil.
***
Örneğin:
-Havacılık şehri olmasına ve uluslararası havaalanına sahip olmasına rağmen, ülke içi hiçbir uçuşun olmadığı bir şehir Eskişehir.
-Karayollarının kesişim noktasında yer almasına rağmen alternatif bir tek çevreyolunun olmadığı da bir şehir aynı zamanda.
-Demiryollarının merkezi olmasına rağmen Ankara ve İstanbul’a tren bileti bulunamayan bir şehir aslında…
-Üniversite kenti olup, bir üniversiteyi bölerek üç üniversite yapan, özel bir üniversitesi dahi olmayan bir şehir Eskişehir…
-Sıcak suyun boşa aktığı yöneticilerin ise buna baktığı, termal tesisleri olmayan bir kent Eskişehir aynı zamanda…
***
Eskişehir aynı zamanda siyasi tezatlıkların da bolca yaşandığı bir kent…
-Siyaseten ekonomik krizin olmadığını ispatlamak için “Her üç kişiden birinin otomobili var” diye yakınanların yine siyaseten “trafik sorunu var” diye şikayet ettiği…
-Birileri sayesinde bir yere gelenlerin, aynı birileri sayesinde bir yere gelenleri eleştirdiği…
-İki ay önce “Bu iktidar gitmeli” diyen milletvekilinin 2 ay sonra “Bu iktidar ile belediye seçimlerinde ortak aday belirlemeliyiz” diyenlerin olduğu bir şehir bu şehir!
***
Sonuç olarak bu şehirde diğer şehirlere nazaran farklı bir durum var…
Ve bu farklı durum kafa karışıklığıyla falan da izah edilemeyecek kadar karmaşık ve enteresan bir durum…
****
DESTİCİ DE ÇOK ALEM VALLA!
Credit Suisse bir rapor yayınlamış.
-Raporda; Türkiye’de en zengin yüzde 5’in serveti kalan yüzde 95’in toplamından fazlaymış.
-Nüfusun en zengin yüzde 5’lik kesimi toplam servetten yüzde 59.2 pay alırken, nüfusun yüzde 95’lik kesiminin aldığı pay sadece yüzde 40.8 imiş.
***
Büyük Birlik Partisi genel başkanı Mustafa Destici bu rapor üzerine bir paylaşımda bulunup “Eğer bu haber doğru ise acilen ve mutlaka gelir dağılımını düzenleyici adımlar atılmalı. Yok değilse açıklama yapılmalı. Bir de vergiler de aynı oranda mı toplanıyor bu da açıklanmalı” demiş.
***
Büyük Birlik Partisi Millet İttifakı içinde yer alan, mevcut iktidarı başından beri destekleyen bir parti.
Genel başkan Mustafa Destici ise istediği zaman Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan randevu alıp görüşebilecek, istediği bakana bir telefon ile ulaşabilecek, merak ettiği her sorunun cevabını devletin her üst düzey bürokratından her zaman alabilecek bir isim.
***
Hal böyleyken, Destici’in yukarıdaki raporla ilgili sosyal medya hesabı üzerinden iktidara yönelik soru falan sorup, cevap bekliyor pozisyonunda olması çok tuhaf geldi.
Halbuki raporun ve raporda yazılanların doğru olup olmadığını öğrenmesi, yukarıda da izah ettiğimiz üzere 5 dakikasını bile almaz.
Ama buna rağmen sosyal medya paylaşımıyla sorusuna cevap arıyor!
Kim bilir?
Destici belki de “Ülkede gelir dağılımı çok feci boyutlara geldi. Bu durumdan destek verdiğimiz iktidar kadar biz de sorumluyuz” mahcubiyeti yaşadığı için kendisini böyle davranmak zorunda hissediyor olsa gerek…
,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,
MÜLAKAT KALDIRILACAKTI YA…
Herkes hatırlayacaktır.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, seçimlerden hemen önce “Kamuya işe alımlarda zorunlu bazı alanlar dışında başarı sıralamasına göre işe alımı esas haline getireceğiz” diyerek kamuda mülakatları kaldıracaklarının sözünü vermişti.
***
Uygulama kendi iktidar döneminde başlatılmasına rağmen mülakatın adaletsiz sonuçlar doğurduğunu ve bu uygulamadan vazgeçtiklerini açıklamıştı.
***
Seçimlerin üzerinden üç aydan fazla bir zaman geçti.
Peki, kamuda işe alımlarda mülakat sınavı gerçekten uygulamadan kalktı mı?
Gelen haberler kalkmadığı yönünde.
Üstelik…
Yazılı sınavlardan yüksek not alanların elendiği, yazılıda başarılı olamayanların mülakat torpiliyle yıllar sürecek konforlu bir iş sahibi olduğu haberleri peş peşe geliyor…
Ne diyelim?
Vaatler havada, hak edenler ise işsiz kalmaya devam ediyor…
Hayallerle avutulmaya, yalanlarla kandırılmaya devam!