Yoğun geçen bir siyasi sürecin ardından nihayet sandık başında oylar kullanıldı ve sonuçlar alındı.
Yeni yapılan bir seçimle, ülke genelinde de Eskişehir özelinde de yeni bir dönem böylece başlamış oldu.
***
Dün verilen oylarla Eskişehir’i Ankara’da temsil edecek olan vekillerin isimleri de belli oldu.
İşte dün yapılan seçimle Eskişehir milletvekili olan o altı isme bu köşeden seslenmek istiyoruz.
Özellikle de iktidarın milletvekilleri olacak isimlere seslenmek istiyoruz.
***
Eskişehir yıllardır ne yazıktır ki Ankara’nın çok da dikkate aldığı bir şehir olamadı.
Başka bir deyişle…
Ankara, Eskişehirlinin isteklerini pek dikkate almadı.
Şehirle ilgili masa başında aldığı kararları adeta, neyi nasıl istediğini umursamadan Eskişehir halkına dayattı.
***
Biz bu dayatmayı Stadyumun yerinin belirlenmesi konusunda yaşadık.
Biz bu dayatmayı Tren Garının yerinin belirlenmesi konusunda da yaşadık.
Hatta…
Daha birçok örneği olduğu gibi biz bu dayatmayı örneğin Hatboyu düzenlemesinde de yaşadık.
***
Kararları Ankara’da alanlar “Eskişehirliler bu yerler konusunda ne düşünür?” diye hiç merak etmedi.
Eskişehirlilerin ne istediği umurlarında bile olmadı.
Sadece Ankara’da, masa başında aldıkları kararları Eskişehirlilere dayattılar!
Bunun karşısında, Eskişehirlilerin isteklerini Ankara’ya dayatsın diye oy vererek görevlendirdiğimiz milletvekilleri tam tersine, Ankara’nın dayatmaları ile ilgili Eskişehirlileri ikna etmek için uğraş verdiler.
***
İşte yeni seçilen çiçeği burnunda milletvekillerine daha ilk günden söyleyeceğimiz tek şey “Bu şehrin vekilleri olarak, görev süreniz boyunca, Ankara’nın dayatmaları karşısında şehir halkını ikna etmek yerine, şehrin isteklerini Ankara’ya dayatmak için uğraş vermeleri olmalı!” tavsiyesidir.
Çünkü bu şehir artık isteklerinin kale alınmasını ve Ankara’da şehir ile ilgili alınan kararların, şehir halkının istekleri doğrultusunda alınmasını istiyor!
,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,
BU SEÇİMİ DE BÖYLE HATIRLAYACAĞIZ…
Bana göre bu seçim öncesi süreci, daha önce yapılan hiçbir seçim öncesi süreciyle karşılaştırılamayacak tuhaflıkta geçti…
Zira…
-Bu seçim sürecindeki heyecansızlık hiçbir seçim öncesi yaşanmamıştı!
-Bu seçim sürecindeki coşkusuzluk hiçbir seçim öncesi görülmemişti!
-Bu seçim sürecindeki ilgisizlik hiçbir seçim öncesi olmamıştı!
***
Hiçbir seçimde partililer bu derece milletvekili listelerinden yakınmamıştı örneğin…
Hiçbir seçimde partilerin kayıtlı üyelerinin binde birini bile sahaya sürebilmeyi sağlayamadığı olmamıştı.
Hiçbir seçim öncesi süreci, laf olsun diye açılan bir-iki seçim bürosuyla geçiştirilmemişti.
***
Eskişehir için doğru dürüst bir vaadin olmadığı bir süreçti bu seçim öncesi.
Bir otomobilin adaylardan daha çok ilgi gördüğü bir seçim öncesine de bu seçim öncesinde şahit olduk örneğin.
İlçeler ve Pazar yeri gezileri ile dernek ziyaretleri de olmasa, seçim öncesi süreci olduğunun belli bile olmayacağı bir dönem yaşadık!
***
Yine bu seçim öncesinde “Cumhurbaşkanlığında Erdoğan’a, mecliste İnce’ye oy vereceğim” diyenleri gördük!
“Cumhurbaşkanlığında Sinan Oğan, mecliste TİP’e oy vereceğim” diyenlere rastladık!
“Cumhurbaşkanlığı için Kılıçdaroğlu, meclis için MHP’ye oy atacağım” diyene bile şahit olduk.
Sahiden tuhaflıklarla dolu bir seçim öncesini yaşadık
***
Belki sürenin kısa olmasından, belki de genel başkanların toplayacağı oylara bel bağlandığından mıdır bilemiyoruz?
Belki insanların siyasetten soğumuş olmasından, belki de geçim derdinin seçim derdinden daha ağır basmasından mıdır, onu da bilemiyoruz…
Fakat şu da bir gerçek ki; sahada seçmenin, seçim çalışmalarında partililerin ilgisiz olduğu, heyecan ve coşkudan yoksun, tekdüze bir seçim öncesi sürecine şahitlik ettik.
O yüzden…
Bu seçim öncesini de böyle pek alışık olmadığımız yönleriyle hatırlayacağız…
,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,
BİR HAFTA 10 GÜN SONRA NORMALE DÖNERİZ!
Bugünden itibaren seçim sonuçlarını konuşacağız yoğun olarak.
Kazananın neden kazandığını, kaybedenin niçin kaybettiği üzerine uzun uzadıya yorumlar yapacağız.
“Şu şöyle olsaydı sonuç böyle olmazdı” üzerine yorumlar yapılmaya başlanacak kaybeden tarafta.
“İyi ki şöyle yapmışız yoksa sonuç hüsran olurdu” diye de kazanan tarafın yorumlarını dinleyeceğiz.
Kazanan tarafta büyük bir sevinç yaşanacak.
Kaybeden tarafta ise fırtınalar kopacak.
Bu seçimin ardından siyaset belki yeniden şekillenecek.
Ancak…
Tüm bunların konuşulması, tartışılması ve yorumlanması bir hafta bilemediniz 10 gün sürecek.
Bu sürecin sonunda ister istemez ülkenin ve şehrin asıl sorunlarıyla baş başa kalacağız.
Muhtemelen…
Bunların başında da yine ekonomi ve hayat pahalılığı meselesi gelecek.
,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,