Meslekdaşlar arasında zaman zaman konu ettiğimiz olur yukarıdaki başlığın içeriğini. Öylesine tartışırız da aramızda! Çünkü yaptığımız işi ve sonucunda ortaya koyduğumuz ürünü, yani “gazeteleri” önemseriz.
Bu satırlar üzerinde düşündüm bir süre.
-Yoksa bir zamanlar ‘önemserdik’ mi demeliydim!..
Bu ikircikliğime karşın karar verdim ki;
-Yerel gazeteler ve gazetecilik halen önemlidir…
***
Bu girişi dünkü Cumhuriyet’in yazarlar bölümünde sıkça yer alan konuk yazarlardan birinin, eğitimci-yazar Umut Özkan’ın yazısı üzerine yapıyorum. Onun yazı başlığı benimkinden anlamı itibariyle .biraz farklılaşıyordu;
-Yerel gazeteciliğin dünü yarını!..
Açıkçası sayın yazarın bu başlığı da beni düşündürdü!. Evet, “düne dair” benim de pek çok anım ve “yazabileceklerim” vardı ama;
-Yarınına dairse ?!?!...
Bir zamanların Ankara basını
Oysa yazının sahibi Umut Özkan’ın neredeyse “kesin” bir yargısı vardı;
“Yerel gazetecilik göreceğiz ki önümüzdeki günlerde zirveye çıkacak!.. “
Aylar, yıllar değil, günlerde!.. Oysa 60 yıllık meslek hayatımda, yerel basının bir-iki “zirvesini” görmüş bir gazeteci olarak;
-Ne kadar isterdim o zirveyi gördükten sonra, kalemimi itinayla bir kenara koyup, mesleğime ve dünyaya veda etmeyi!..
***
Yazdıklarına göre, Ankara’nın eski gazetecilerinden Nuri Kayış’la yaptığı bir sohbetten çıkarıyor bu yargıyı!.. Kayış’ın 1980’lı yıllardaki anılarından. Meslekdaşımız Kayış, o tarihlerde Günaydın tarafından çıkarılan “Ulus Gazetesi’nin” haber müdürü ve okur köşesinin editörü. O köşede çıkan okur şikayetlerinin, belediye ya da hükümet tarafından nasıl ciddiye alınıp. çözümlendiğini anlatıyor. Günaydın’ın Ulus’u o tarihlerde akşam ve sabah baskılarıyla 20 bin satmakta imiş ki doğrudur!
Ben de 60’lı yıllardan, 70’lerin ortalarına kadar yayımlanan Ankara gazetelerini anımsadım:
-CHP’nin Ulus’u, AP’nin Zafer’i, Adalet’i ve solun yayın organı Yeni Tanin’i!
Şu son on yıllarda Ankara gazetelerini sual edecek olursanız derim ki;
-Hiç sormayın!..
Hatta bir zamanların Babı Ali basınıyla rekabet edecek düzeye ulaşan İzmir Basınını da…
Zirveler Eskişehir’den!
Yazının başlarında ne demiştik;
-Yerel basın halen önemlidir!.
Her ne kadar, yerel-ulusal gazetelerin üzerine bir İnternet gazeteciliği” konmuş olsa da. O nedenle günümüzde her ikisinin de gazete satışlarından, yani tirajlardan söz edemiyoruz ne yazık ki!..
Oysa Eskişehir basınında iki gazete, Sonolay ve Sakarya, zirveyi çok aşan tirajlara ulaşan gazeteler olmuştur.
İlki, kurucusu olduğum Sonolay gazetesi. 1973 Ağustosundan itibaren 1975’e kadar tipo baskı ve el dizgisi ile çıkan gazete, 1975 Nisan’ından itibaren, Türkiye’de ilk web Ofset tekniğini kullanan Günaydın patronajında yayımlanmaya başladıktan sonra…
Sonolay, bayi ve müvezzi satışıyla bir anda 8 bin zirvesine ulaşmış, kapandığı 1977’ye kadar da günlük ortalama 5 bin 500 ortalama satışını koruyabilmiştir.
***
2000’lere doğru da Sakarya Gazetesi yaptığı atakla önce bayi satışını iki binlere, giderek 5 binlere ulaşmıştır. Hele de tek renk ofsette baskıyı yetiştirme güçlüğünü gören sahibi rahmetli Üstün Ünüğür’ün, Web Ofset baskı makinesini “Eskişehir’e getirme devriminden” sonra…
Evet, o devriminden sonra on binleri gören Sakarya’nın tirajı, yakın zamanlara kadar 7 bin, 8 bin tirajlarda kalan, Türkiye’de yerel basının “zirve örneğini” koruyan yerel gazetelerin tek örneğini yaşamış, yaşatmıştır.
***
-Daha ne söylemeliyim ki?..
Bizlerden sonra gelen gelecek olan meslekdaş kuşağına ve basın tarihini yazacaklara örnek bilgilendirmeler olsun istedim…