Yaklaşık 10 ay ara ile iki seçime hazırlanıyor ülke. İlki 2023’ün Mayıs’ında genel seçimle birlikte iki turlu Cumhurbaşkanlığı seçimleri. Sırada 31 Mart’taki yerel seçimler var. 
İrili-ufaklı tüm partiler yereldeki adaylarını belirlediler. Bugünden görünen manzara şudur;
-Bu seçim, AKP ve MHP’nin oluşturduğu Cumhur İttifakı ile tek başına CHP’nin adayları arasında geçecektir.
Diğer “ufaklı” partilere kalan ise muhtemelen birkaç küçük ilçe ile belki de Büyükşehir statüsünün dışında illerdeki kasaba belediyesi!. 

Yerel Yönetici seçmesini biliriz!

Nedense bu noktada aklıma, yazımın başlığına uyar biçimde, yereli ve geneliyle Eskişehir’deki seçimler ve o seçimlerin öne çıkan figürleri takıldı. 
Eskişehir seçmenin ilginç bir yapısı vardır. Buna kısaca “demokrat tavırlı seçmen” diyorum ben. O nedenledir ki; hemen her genel seçimde “Türkiye ortalamasına” uyan bir sonuç vermiştir. Bu durum, merhum Süleyman Demirel’in de dikkatini çekmiş olmalı ki şöyle dediğini, şehir efsanesi gibi anlatıp dururuz; 
-Bana Eskişehir’in üç mahallesindeki ilk sandık sonuçlarını verin, ben size ülke genelindeki seçim sonucunu söyleyeyim!
Ama Süleyman Bey’in geneldeki tahmini, çoğu zaman yerel seçimler için geçerli olmamıştır!... Biraz hemşerilerimde övünmüş olayım; 
-Kadın ya da  erkek olsun,  yerel yönetici seçmesini bilirler!..
Kuşkusuz bunun, seçmenin iradesine dışardan müdahale sonucu beklenmedik olumsuz sonuçlar verdiği de olmuştur. Belki yeri gelir, o örnekleri de paylaşırız okurlarımızla.
***  
Yazıyı kafamda kurgularken, yerelde-genelde, ildeki halkımızın seçtikleri arasında ülke çapında “iz bırakan” siyasilerimizi anmak, hatırlatmak düşüncesindeydim. Ancak üzülerek söylemem gerekir ki, çok fazla isim gelmedi aklıma. Özellikle de 80’lerden sonrası seçtiklerimiz arasında…
Düşündüm ki o süreç içinde siyasi partiler yasası defalarca değiştirildi, andığım 80’ler sonrasında partiler, “ihtiyarı” hale getirilen “önseçim” şartından giderek uzaklaştılar. Parti liderleri, merkez yöneticileri Milletvekili adaylarını tam anlamıyla “kafalarına göre” belirlemeyi tercih eder hale geldiler açıkçası, mesleğindeki liyakat bile dikkate alınmaz olunca, milletvekilleri, milletin tamamını temsil yetisi bir yana;
-Seçildikleri iller halkının sorunlarını bile umursamaz oldular!.. 

Yılmaz Büyükerşen farkı.

Eskişehirliler kendisine “Yılmaz Hoca” derler öyle bilirler! Hocalığı malum; genç yaşlarından itibaren İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi’nde başlayan kariyer. Basamakları tek tek atlanmış, önce Akademi Başkanlığı, devamında Anadolu Üniversitesi rektörlüğü. Ve o görevler sırasında “yaratıcılık özelliğin” ilk sonucu;
-Anadolu’nun en güzel üniversite kampüsü…
Elbet o kampüs içindeki yapılarda eğitilip, bilinçlendirilen on binlerce mezun öğrenci.
*** 
Ya siyaset, oradan eriştiği Büyükşehir Belediye Başkanlığı? Birkaç kez yazdım, orası ayrı bir hikaye!. Özetleyerek söylemem gerekirse;
-Rahşan Ecevit’in Eskişehir’e armağanı!.. 
Önce DSP’den iki dönem, sonra CHP amblemi ile girilen beş seçimde kazanılan Büyükşehir Belediye Başkanlığı. O 25 yıl ki, yaptıkları siyasi çevrelerde ve genelde kamuoyunda şöyle anlatılır olacaktır;
-Anadolu’da bir vahada, eski bir şehre ele alıp, yeni ve modern bir kent yaratan Başkan…
Öyledir gerçekten de. Ve o dönem bu seçimler öncesinde son bulacaktır;
-Şanla, şerefle!..

Koordinatör Hoca !

Geçen hafta sonunda, CHP’nin Türkiye’deki tüm Belediye Başkanlarının Tanıtım toplantısı vardı Ankara’da. Bu tören başlamadan önce dikkatli izleyicilerin, sevgili Başkanımız Büyükerşen’i ön sırada, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun hemen yanında görünce küçük bir şaşkınlık geçirdiklerine eminim. “Her halde Genel Başkan Özgür Özel, Yılmaz Hoca’ya “küçük bir jest” yapacak, bir plaket takdim edecek” diye düşünmüş olabilirler. 
Öyle olmadı, Özgür Bey kürsüden aşağı indi, Hoca’nın yanına geldi ve Elini kaldırarak “Belediyelerimizin organizasyonu sağlayacak ekibimizin Başkanı sayın Yılmaz Büyükerşen” şeklinde bir takdimde bulundu güzel sözlerle…Sonra mikrofonu “sanırım bir şeyler söylersiniz Hocam” diyerek uzattı. 
“Şu an çok heyecanlıyım” diyerek başladı sözlerine. Büyükerşen. Dikkat ettim, heyecandan ziyade “çok duygusal bir ifade vardı” yüzünde… Üç-beş cümlelik kısa konuşmayla teşekkür etti. Sanırım;
-Yılmaz Hoca’nın Hayatı boyunca yaptığı en kısa ve özlü konuşmaydı bu…
*** 
Yılmaz Hocam! Ne kadar güzel ve onurlu bir veda bu. Aynı zamanda Büyükşehir Başkanlığı kadar önemli, Eskişehirliler adına gururlandırıcı bir “yeni görev” ile taçlandırılmak… 

B Ü Y Ü K R Ş E N