Böylesine “iddialı” başlıklar atmayı pek sevmem!. Özellikle özne olarak bur parça olsun “ben” varsam…
Öyleyse “neden” derseniz, yazıyı okuyunca anlayacak dost okurlar..
Önceki akşam geç saatleri doğru bir başka dost Ali Akyüz aradı;
“Abi bu akşam, efsane kaptan İsmail Arca’nın konuk olduğu bir söyleşi gerçekleştirilecek, gider miyiz?
Organizasyonun, Odunpazarı Kent Konseyi’nin olduğunu da öğrenince d düşünmeden “evet” dedim. Zira, bir iki yıl önce sevgili meslektaşım Bülent Özyazıcı’nın meslekte 50. Yılı nedeniyle düzenledikleri programı izlemiş, bayağı düzgün bir organizasyon olduğuna tanıklık etmiştim.
Odunpazarı Belediyesinin Yenikent’teki “100. Yıl Kültür Merkezine” gittiğimde program yeni başlamıştı. Kürsüde Konsey Başkanı İsmail Kumru konuşuyordu. Sahnede, mütevazı bir masada Kaptan İsmail Arca ve sunucu konumunda tanımadığım bir genç oturuyor.
Diğer konuşmalardan sonra, sıranın sevgili İsmail Arca’ya gelmesini bekliyor izleyenler… Ama ne gezer!...
-Efsane kaptanımız, konu mankeni gibi, sus pus oturuyor!..
Adeta o sunucu kişiye “siz konuşun, ben dinleyeyim” der gibi!..
Milli Takım kaptanı olmak zor işti!..
İzleyenler epey bir kalabalık oluşturmuş. Eskişehirspor’un yöneticileri, Kaptanın kimi eski takım arkadaşları ve en güzeli, Es-Es’imizi Bölgesel Amatör ligde temsil eden genç sporcu kardeşlerimiz;
-Geçmişten günümüze kalan anıları dinleyecekler, kendilerine göre bir şeyler öğrenecekler, dersler çıkaracaklar!..
Sunucu bir ara, “Bulmaca Şampiyonu” olarak tanıttığı sevgili Osman Cemoğlunu çağırıyor mikrofna, O’na ilk uyarısı (!)
“-Mustafa Denizli, Fatih Terim’e Milli Takım’da kaptanlık yapan kimdi, oradan başla!.!
Cemoğlu pek uymuyor uyarıya ama “zorunlu olarak” söylüyor;
-Kaptanımız İsmail Arca!..
O arada İsmail iki-üç sözcükle giriyor araya;
-O zamanlarda bir Anadolu takımında oynayıp da Milli Takım kaptanı olmak zor işti…
***
Bir ara Kaptan’a, o unutulmaz Sevilla maçı nedeniyle söz sırası geliyor ama bu kez sahnede, o maçın “ortalarını yapan sağbekimiz İlhan Mayakan çağrılıyor sahneye. Uzun, uzun anlatıyor o ortaları nasıl yaptığını ve Fethi Kaptan’ın golleri nasıl attığını. Şöyle bir düşünüyorum;
-Sevgili İlhan’ın aldığı söz sırası Kaptan’ın en az beş katıydı!...
‘Gegiç dalga geçiyor bizimle!
Şehrimizdeki, şehrimizdeki 0 unutulmaz 3-1’lik Sevilla Maçının Sevilla’daki ilk ayağını bana şöyle anlatmıştı sevgili İsmail Kaptan;
“-Sevilla’ya indik, sıcaklık 40 derecelerde. Rahmetli Gegiç Hoca “hadi bree, çıkın şehri dolaşın biraz” diye bizimle dalga geçiyor. Kimsenin otelden çıkmaya niyeti yok. Maç da aynı havada oynanıyor. Sahada beş dakika kadar ısınma turu atıp, dönüyoruz soyunma odasına.”
Buradaki Sevilla maçı için ise iki satırlık bir anlatısı var Kaptanın:
“-Futbolda hiçbir şeyin garantisi yok. 11 dakikada üç gol atmak da var, üç gol yiyip elenmek de… Sevillalı futbolcuların şaşkınlığını unutamıyorum.”
***
O kötü organizasyondan eve dönünce ilk işim, “Anılar, İsimler, Resimler-ESKİŞEHİR” kitabımı açıp, İsmail Arca ile yaptığım söyleşiye göz gezdirmek oluyor. Bir yerinde, hakkındaki ilk yorumum dikkatimi çekiyor;
-Hırslı, çalışkan, yetenekli, disiplinli ve ahlaklı…
Bu özelliğini hem saha içinde, hem de toplumda içinde görürsünüz Kaptan’ın…
Yukarıdaki satırları adını andığım kitabımdan aldım. Gördüm ki, onlarca söyleşi içinde en güzellerinden biri olmuş. Derim ki;
-Sunuş yapan ve konuşanlar -bilgilenmek amaçlı- keşke okumuş olsalardı!...
Kaptan İsmail Arca, efsane takımdan kimi arkadaşları, şimdinin genç Eskişehirsporlu futbolcuları ve yöneticileri ile bir arada bulunmaktan mutlu olmuştur sanırım…
Eskişehirspor’un şimdiki kaptanı Ali Fırat Kasap, Efsane Kaptan İsmail Arca’ya Eskişehirspor forması sunuyor..