24 Haziran 2004'te yasalaşan ve 1 Temmuz 2004'te T.C. Resmî Gazete'de yayımlanan “Hayvanları Koruma Kanunu”nun  kabulünün üzerinden tam 20 yıl geçti. Ne kadar hasretle beklemiştik, ne kadar umut etmiştik; artık onları da koruyan, onların da yaşama haklarına saygı duyulmasını sağlayan bir yasaları var diye.
     Yıllar içinde umutlarımızın yerini ne yazık ki hayal kırıklığı aldı. Bir kere yasa maddelerinin canlar adına olmazsa olmazları hiç uygulanmadı gibi bir şey. Bizler sürekli bu bağlamda belediyelerle karşı karşıya kaldık. Yasa, geçici bakım evleri kurulması görevini yerel yönetimlere vermiş, ama üzerinden 20 yıl gibi uzun bir süreç geçmesine karşın ülkedeki 1390 belediyeden sadece 237 si bu görevini yerine getirmiş. Ki bunların pek çoğu da ne yazık ki ölüm kamplarına dönüşmüş.
     Yasanın emrettiği hükümleri uygulamayan yerel yönetimlere hiçbir yaptırım uygulanmamış çünkü yok böyle bir hüküm. Hal böyle olunca da “topla, kısırlaştır, işaretle, aldığın yere bırak” maddesi doğal olarak sonucuna, amacına ulaşamamış. 
     Mevcut yasa hükümlerine aykırı uygulamalar. hayvanlarımız adına acı, eziyet, işkence, ölüm olarak geri dönmüş. Biz can savunucuları yasadaki aksayan, uygulanmayan hükümlerin düzeltilmesi adına çaba sarf ederken, vicdanları dumura uğramış, ne yazık ki insanlık vasıflarını yitirmiş bazı gruplar, köpürtülmüş, montajlanmış haberlerle sürekli olumsuz algı yaratıp sokak canlarımız için ölüm fermanları talep ettiler.  
     Sonunda, kapalı kapılar ardında, hükümet tarafından, yıllardır yaşam haklarını savunduğumuz canlarla ilgili akla, vicdana, insanlığa sığmayan bir yasa tasarısı hazırlandığını öğendik; sokaklardaki hayvanlarımız toplanacak- şimdilik köpekler, sırada kedilerin de olduğunu net biliyoruz-, barınaklara alınacak ( var olmayan barınaklara nasıl alınacaksa artık) buralarda bu hayvanların sahiplenilmesi için ilan açılacak, 1 aylık bekleme süresinin akabinde sahiplenilmeyenler uyutulacak. Bu süreç böylece devam edip gidecek. Yani tam bir soykırım uygulanacak. 
     Sahipsiz canların çoğunluğu kırsaldan şehre bırakılan çoban köpeği kırması köpekler. Malumunuz oldukça iriler, bu canlara kimler yuva olur, kimler ufak apartman dairelerinde bakabilir meçhul elbette. Sonuçta o masumların pek çoğu yuva bulamayacak ve yasa hazırlayıcıların deyimiyle “uyutulacak, yani öldürülecek.” Bu arada, uyutmanın maliyetinin kısırlaştırmanın maliyetinin çok üzerinde olduğunu belirtmek isterim.
     Yine yeniden altını çizmekte yarar var; madem ki sokaklardaki sahipsiz canların fazlalığı rahatsızlık veriyor, o zaman çok hızlı bir şekilde kısırlaştırma seferberliğine başlanılması gerek. Bunun için 2022 yılında karara varılan “Hayvanlar İçin Fon Kurulması” projesinin de hızla hayata geçirilmesi sağlanmalıdır. İstenildikten sonra kaynak yaratılabilir. Bunun dışında hiçbir uygulama konunun çözümüne katkı sağlamaz.