Seyahat arasından sonraki yazıyla yine birlikteyiz.

Ekonomide yaşanan derinlikli sorunlar, ikramiye konusunda emeklilere ayrımcılık yapılması, İsrail Filistin savaşında çok sayıda sivilin yaşamını yitirmesi güncelliğini koruyan ana başlıklar olmaya devam ediyor. 

Siyasetin yereldeki durumuna bakınca ise AKP’de yerel seçim öncesinde aday adaylarının kendilerini tanıtma çabaları öne çıkarken CHP’de il kongresi sonrasında devam eden değerlendirmeler, İyi Partide yaşanan örgütsel sorunlar dikkat çekiyor.

İyi Partide Büyükşehir ve Odunpazarı Belediye Başkanı adayları çok sönük geçen bir toplantıda açıklandı ancak parti içinde ve kent genelinde hiçbir heyecan yaratmadığı görülüyor.

Birkaç ay önce seçilen ilçe başkanlarının görevden alınması ve dağınık örgüt yapısı ile İyi Partinin yerel seçimin ‘iddiasız’ partileri arasındaki konumunu pekiştirdiği söylenebilir.

CHP’de ise son olarak Tepebaşı ilçe yönetiminde görevli olan Av. Talat Yalaz İl Başkanı seçildi.

İl yönetiminde de çoğunluğu gençlerden oluşan yeni bir ekip göreve geldi.

CHP’deki gelişmeleri yakından izleyen umutsuz ve mutsuz seçmen kitlesi bakımından ‘gençleşme ve yenilenme’ talebinin delegeler nezdinde karşılık bulduğu anlaşılıyor.

Belirtmek gerekir ki yeni il yönetimini bekleyen çok ciddi sorunlar var.

Yaklaşan yerel seçim öncesinde öncelikle parti içindeki bölünmüşlüğü ortadan kaldırmak ve tarafların yan yana çalışmalarını sağlamak için yoğun çaba harcanması gerekli.

Bu bağlamda kongreden bu yana kısa bir süre geçmesine karşın yapıcı bir yaklaşım sergilenerek iyi bir başlangıç yapıldığı söylenebilir.

İl yönetimi, Belediye Başkanları, Milletvekilleri, önceki dönem il başkanları ve il delegelerinin davetli olduğu bir yemek düzenledi.

Partililerin yoğun ilgi gösterdiği buluşmada İl Başkanı “Kongre sonrasında parti içi yarışın bittiğini yaklaşan yerel seçimde tüm partililerle birlikte dayanışmayı güçlendireceklerini” ifade etti.

Diğer yandan uzun süreden beri yapılmayan Pazar toplantılarının ‘parti içi enerjiyi yükseltmek’ amacıyla yapılmaya başlanması da olumlu bir gelişme olarak yorumlanabilir.

Parti üyelerinin ‘serbest kürsü’ anlayışıyla görüşlerini ifade edebilmelerinin yanı sıra il yönetimi ve üyeler arasındaki iletişimin sağlıklı yürütülmesi bu süreçte büyük bir önem taşıyor.

Pazar toplantıları İl Başkanı olduğum dönemde parti içi eğitimi de içerecek şekilde yürüttüğümüz anlamlı buluşmalardı ve hala da önemli bir işlevi olduğunu söylemek mümkün.

Toplantılarda yapılan açıklamaların yerel medyada yer bulması partinin görüşlerinin kamuoyu tarafından anlaşılması bakımından önemli.

İl kongresinde seçilen kurultay delegeleri ise 4-5 Kasım tarihlerinde yapılacak olan kurultayda Türkiye’deki siyasi dengeleri değiştirebilecek olan karar sorumluluğunu taşıyor.

Delegelerin sokakta, iş yerlerinde ya da bulundukları tüm ortamlarda halkın istediği ‘değişim talebini’ dikkate almaları gerekli.

Genel başkanını ve kadrolarını değiştiren CHP yüz yıllık geçmişinden aldığı güçle yeniden halkın umudu olmayı başarabilir.

14 ve 28 Mayıs seçimleri sonrasında seçim yenilgisinin hesabını vermeyen

Kişisel konumlarını korumayı seçen

Geniş halk kitlelerinin değişim taleplerine kulaklarını tıkayan anlayışa karşı

Yapılması gerekenler çok net bir şekilde ortada duruyor.

Laik ve bilimsel eğitim ilkeleri doğrultusunda eğitimde fırsat eşitliğini sağlayan

Tüm toplumsal alanlarda çağdaş değerleri benimseyen 

Açlık ve yoksulluğun sorun olmaktan çıkarıldığı bir ülke hayalini gerçekleştirmek ve aydınlık günlerin özlemini yeşerten hedeflere ulaşmak için:

CHP kendini yenilemelidir.

Kadrolarını yenileyen, tüzük ve programını da güncelleyen CHP’nin 1989 yerel seçimindeki SHP’nin ulaştığı başarıya ulaşması hiç de zor olmayacaktır.

Yaşanan onca soruna karşılık statükoyu koruyarak “CHP’yi güvenli limana ulaştıracağını” iddia edenlere ise öncelikle kendilerini destekleyen “Hadsiz” kişi sorununu çözmekle başlamalarını önermekte yarar var.