Çevreye ve doğaya sahip çıkma farkındalığını arttırmayı amaçlayan 5 Haziran Dünya Çevre günü yine kalıplaşmış ifadelerle geçiştirildi.
Basın açıklamaları ve birkaç küçük öğrenci gösterisi dışında günün anlamına uygun bir etkinlik yapılmadı.
Oysaki Eskişehir’de yıllardır çözüm bekleyen çok önemli çevre sorunları var.
Askeri hava üssünün kentin merkezine 4 kilometreden az bir mesafede konuşlandırılmış olması askeri uçakların yarattığı ‘gürültü kirliliği’ bakımından çok önemli bir sorun olmaya devam ediyor.
Kentin merkezine doğru kalkış ve iniş yapan uçaklar hastalar, uyku bozukluğu ya da panik atak yaşayanlar, bebekler için büyük bir rahatsızlık yaratıyor.
Ayrıca art arda geçen uçakların yarattığı gürültünün geçmesini beklerken aksayan telefon görüşmeleri, ders ve iş zamanı kaybını da not etmek gerekli.
Uçakların kent merkezi üzerine doğru kalkış ve iniş yapmasının yarattığı ‘güvenlik’ sorunu ise üzerinde önemle durulmayı hak eden ayrı bir başlık.
Eskişehir’de zaman içinde yaşanan askeri uçak kazalarının tekrarlanmaması için herhangi bir önlem alınmış değil. 

Diğer yandan kent merkezine 1.5 km uzaklıkta konumlanmış olan ve faaliyetini sürdüren Kazım Taşkent Şeker Fabrikasının yaydığı ‘kötü koku’ da önemli bir çevre sorunu olarak karşımızda duruyor. 
Sorunla ilgili olarak Belediyeler ‘İl Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Müdürlüğü yetkili’ diyor, İl Müdürlüğüne yapılan başvurular da her seferinde sonuçsuz kalıyor.
Kokunun giderilmesi amacıyla havuzların kontrol altına alınması ve filtre sisteminin çalıştırılması ile ilgili yaptırımlar ise ne yazık ki yeterli değil.
Halktan gelen yoğun şikayetlere karşın ilgili Meslek Odalarının da sorunun takipçisi olduğu söylenemez.
Kampanya dönemlerinde çoğalan ve kentin önemli bir bölümüne yayılan kötü koku nedeniyle cam, kapı açmak, temiz hava almak olanaksız hale geliyor.

Kentimizin diğer önemli bir çevre sorunu da yıllardır konuşulan ancak henüz projesi bile net olmayan ‘çevre yolu eksikliği’ nedeniyle şehirler arası araç trafiğinden kaynaklanan ‘karbon emisyonunun yarattığı kirlilik’ konusu.
Kentin içinden geçen binlerce aracın yarattığı ‘gürültü kirliliği’ sorunu da ciddi bir seviyede.
Diğer birçok ilde ve hatta ilçede yapıldığı halde Eskişehir’de şehirler arası trafik kentin dışına yönlendirilmediği için tüm kirlilik kent merkezinde kalıyor.
İktidar partisinin milletvekilleri sürekli kaza yaşanan ilçelerin bağlantı yollarıyla ilgili bile sözlerini tutmadığı için yıllardır bahsedilen kuzey- güney çevre yolunun yakın dönemde merkezi yatırım planına alınmasını beklemek hayalcilik olur.

Gelinen noktada kentimizin ele alınmayan ve çözüm bekleyen temel çevre sorunlarının kamu kurumlarının gündeminde olmadığı görülüyor.
Birbirine benzemeyen işlevleri yüklenen ve yakın dönemde adı değiştirilen İl Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Müdürlüğü’nün kentimizin çevre sorunlarının çözümü konusunda herhangi bir faaliyetine bugüne dek rastlamadık.
Belediyeler yetkinin kendilerinde olmadığını söyleyerek sorunlar karşısında sessiz kalmayı tercih ediyor.
Milli Savunma Bakanlığı ise askeri uçakların kent merkezine doğru kalkış ve inişleri nedeniyle yaşanan yüksek desibeldeki gürültü kirliliği ve güvenlik sorunlarını görmezden gelmeye devam ediyor.
Hatta zaman içinde Eskişehir ‘uçak gürültüsünün kanıksandığı’ bir kent haline geldi.

Kentin uzun dönem çevre planlamasını oluşturma sorumluluğu olan kamu kurumları görevini yapmadığı için kamuoyu baskısıyla ancak ‘güncel çevre felaketleri’ yaşandığında sorunlara dikkat çekilmeye çalışılıyor.
Verimli Alpu ovasına kurulmak istenilen termik santral projesi 
Sarıcakaya, Mihalgazi’deki maden arama çalışmaları
Kaymaz altın ve gümüş madeninin kapasite artışı ÇED raporu 
Örneklerinde olduğu gibi kamuoyu ve STK’ların tepkileri sonucunda kısa dönemli kazanımlar elde edilebildi.
Geleceğimizi ve doğamızı ilgilendiren konularla ilgili kurumlara sorumluluklarını anımsatmak ve hesap sormak gerekli.