-Ortalık kaynıyor. Ekonomi ateşten gömlek, Ülkemizi de yakından ilgilendiren Ortadoğu patlamaya hazır barut fıçısı… Halkımızın büyük çoğunluğunu oluşturan emekçiler, emekliler, esnaf, çiftçi, velhasıl kadın, çoluk-çocuk adeta açlıkla sınanmak isteniyor…
Sanırım ki, yazımın başlığını gördüğünüz de “sırası mı şimdi ikinci Cumhuriyetçiler, döneklerin anatomisini anlatmaya çalışmak” diyeceğinizden, bendenizi eleştireceğinizden eminim…
_Sabredin canım, Bugünlere de geleceğim!
***
Bir süredir kitaplığımı yeniden düzenlemek amaçlı bir işe kalkıştım. Halen de 15 gündür sürmekte!.. Bu uğraşta elime bir kitap geçti. Evet şöyle bir karıştırmış, bazı “döneklerin” bazılarını bildiğim anatomisini de okumuştum!..
-Kitabın adını tahmin etmişsinizdir; ‘Dönekler.’ Yazarını belki; Hasan Yalçın...
Merhum meslektaşım benimle aynı kuşaktan, dönemin modası “hızlı solculardan ve uç fraksiyondan” sayılır. Kimler yok ki anlattığı “Dönekler” arasında;
-Başta Çetin Altan olmaz üzere…
Cengiz Çandar’dan-Hadi Uluengin’e. Ertuğrul Özkök’ten-Oral Çalışlar’a, Gülay Göktürk’ten-Taner Akçam’a, Murat Belge’den-Mehmet, Ahmet Altan kardeşlere, Aydın Engin’den-Ertuğrul Kürkçü’ye..
Ve daha onlarcası… Malum, o dönekler, bir süre sonra da AKP’nin enjeksiyonu ile “İkinci Cumhuriyetçiler!” olarak anılan ünlü tipler.
Kitabın 6. Baskısının yapıldığı tarih 2006. Yani AKP iktidarının “hayli yol aldığı” bir zaman dilimi. Yukarıda bir kısmına yer verdiğim “Döneklere”, acaba diyorum 2016 da yeni baskı yapsaydı, onların arasana ön sözünü yazdırdığı;
-Doğu Perinçek’i de ekler miydi?!?
‘Avrupa Birliği dedikleri’
Yine hatırlanacaktır, AKP iktidarının üstün gayretleri sonucu “Avrupa Birliği Üyeliği” rüzgarının coşkusunu yaşamakta, yaşamımızda nelerin değişeceğine ilişkin gazete manşetleri ile coşmaktaydık. Neydi o değişiklikler!?!
“Hanzoluk, magandalık yok, Kimse karısını dövemeyecek, otobüs yolculuklarında ayakkabı çıkarıp ayak kaşımak yasak, Kurban adı altında hayvan katliamına son, kokoreç ve sucuk yasaklanacak. Bu benzer kurallara uyulmadığı hallerde Avrupa Polisi anında ensenizde!...”
Kanunlar Avrupa kriterlerine göre değiştirilecek, “tam üyelik” yakında!..
***
İyi de buna karşılık Avrupa Birliği bunlara ne isteyecek? Ne isteyecek canım, bazı “küçük ricalar” elbet!.. Bugünlerde ulaştığımız “evreleri” de anımsayarak onları hatırlayalım;
-Özelleştirme hızlandırılacak, devlet ekonomiden elini ayağını çekecek…
Kurban bayramlarında hayvan katliamına (!) dur diyemedik ama o “küçük ricayı “ anında yerine getirdik. Cumhuriyet’ten kalma ne varsa anında satıp, savdık!
***
-Eğitim ve sağlık başta olmak üzere fiyatlandırılabilir bütün kamu hizmetleri özel tekellere bırakılacak, çiftçiye destek kaldırılacak…
Ne demek sayın AB, yeter ki sen halkımızın beğendiği gıdası, sucuk ve kokoreçe ses çıkarma! Ben o sözünü ettiğiniz hizmetleri fiyatlandırmadan da “Özele devreder” gereğini yaparım. Hem de son sürat, hızla!..
Tam da dün ve bugün olduğu gibi…
Avrupa Birliği “ricaları” biter mi? o halde devam;
-Memur maaşları ve işçi ücretleri sınırlı tutulacak…
Tamda 18 yıl sonra bugünlere gelmeyelim mi? Yani “zurnanın zırt dediği” yere.
O zaten benim aklımda, hatırlatmanıza ne gerek var efendim! Yalnız bu konuda çok acele etmeyiniz. Benden önceki bir Başbakanın dediği gibi “alıştıra-alıştıra” yapacağım ki, bir anda paniğe kapılıp, isyana falan kalkışmayacak ahalimiz…
Yine tam da bugünlere denk gelen bir başka rica !..
-PKK siyasallaştırılacak…
Benim de aklımda olan o zaten, sabredin biraz. Önce o teröristleri azgınlaştıracak, sonra dizginlerini biraz kısarak… Evet, aynen böyle yapacağım ki, benim de sürekli seçim kazanmama yardımcı olacak hazır malzeme bulunsun!..
Üstelik sizin aklınıza gelmeyen bi’şeyi daha hayata geçireceğim;
-Cemaatleri, tarikatları şirketleştireceğim ki, irtica siyaseti serbest olsun!..
***
“Sıkıldım bu Avrupa birliğinin ricalarından. Yap yap bitmiyor ki. Üstelik ben çok yoruldum. Ama yine de elimden…”