İngrid Bergman’a sormuşlar; “Gidişat çok kötü, dünya nasıl kurtulacak?”
“Utanç demiş Bergman, dünyayı bir tek utanan insanlar kurtarabilir.”
Çünkü utanmak “kibir” denilen en büyük günahın panzehiridir.
Yalanın, iftiranın, hırsızlığın, pişkinliğin, arsızlığın önündeki en büyük engeldir.
Başını öne eğebilen, yüzü kızaran, özür dileyebilen insanları görmeye ihtiyacımız var.
…
İnsanlık tarihinin gelişim evresini bir yana bırakacak olursak, şu son 25 yılda dünya, yüz yılda görüp/göremeyeceği her şeyi yaşadı.
Uzak doğudan, Orta doğuya, Amerika’dan Avrupa’ya, Afrika dan kutuplara kadar görülmemiş hızda, dünyayı tersyüz eden öyle çok şey yaşandı ki!
Depremler, yangınlar, kasırgalar, tayfunlar, savaşlar, sıcak soğuk, açlık susuzluk ve en son 5 yıl önce, 2020’de Çin’de başlayan ve bütün dünyayı iki yıl boyunca saran, Corona virüs ile Pandemiye dönüşen salgında, milyonlarca kayıp yaşandı.
…
Gün geçmiyor ki bir yerlerde, irili ufaklı yaşanan yüzlerce olay, bazı doğal afetler ve makine hatası hariç baktığımızda, gerçekleşen olayların yüzde 99’unda insan unsurunun ve ihmalinin etkisi var.
Çünkü ihmal; kazaların önünü açan ve gerçekleşmesini sağlayan en büyük etkendir.
Benzer ülkelerde, denetimsizliğin, bilgisizliğin, hırsızlığın, cehaletin ve bana bir şey olmaz kibri ile hareket eden toplumlarda, yaptığı binanın demir ve çimentosunu çalan müteahhittin, çürük bina yapma ahlaksızlığına, depremin şiddetine sığınarak kendini haklı görmesi sadece bir örnektir.
Gün geçmiyor ki ülkemizde; sebzede, meyvede, sütte peynirde, çayda çorbada, içecekte giyecekte, yağda balda bir sahtekarlık yaşanmasın.
Ama her gün birçok alanda bin bir türlü arsızlık, ihmal ve pişkinlik yaşanmaya devam ediyor.
Denetimsizlik, denetim yetersizliği, denetimin caydırıcılığı, kişiye göre denetim, denetleyenin bilgisizliği, liyakatsizlik ile ahbap çavuş ilişkisi sürüp giden bir ortamda, vatandaş ne demeli ne yapmalı?
Denilecek her şey söylendi aslında ama yapılmayacak her şey söylenmemiş ki, her gün yeni bir şokla, yeni güne uyanmaya devam ediyoruz.
Bu da toplumda eşi benzeri görülmemiş bir güvensizliğe, mutsuzluğa ve umutsuzluğa yol açıyor.
Yol yakınken; bu çökmüş ve yetersizliklerle dolu denetim sistemini yeniden ele alarak, eğitimli ve liyakatli kadrolarla, ülkeyi geleceğe taşıyacak, hukukun üstünlüğünü esas alacak, tıpkı Avrupa ülkelerinde olduğu gibi bir düzen kurmaktır.
Aksi takdirde; her gün bir yenisini yaşadığımız ve akıllara durgunluk veren olaylar, hayatımızın bir parçası olmaya devam eder.
Kaldı ki; bu ekonomik buhranda her şeyin pahalı olduğu ülkede, insan hayatı neden bu kadar ucuz diye sormazlar mı?
Soranlara; sudan ucuz hayat sürmek isteyenlerin yaşadığı yer mi diyecekler?
Bilen varsa söylesin.
Her olayda ihmali olanlar artık hesap versin.
…
Bolu Kartalkaya Kayak Merkezi’nde çıkan yangında, 76 kişi hayatını kaybederken, Onlarca yaralı var.
Başın sağ olsun Türkiye. Hayatını kaybetmiş olanlara; Allahtan rahmet, yaralılara acil şifa ve yakınlarına sabır diliyorum.