Şu uçsuz bucaksız evrende üzerinde yaşadığımız mavi gezegen bir nokta kadar yer kaplıyor mu acaba? Peki içinde yaşayan bizlerin evrendeki konumu ne ola ki? Beynimizin gelişiminin bizlere sunulmuş bir armağan mı yoksa ceza mı olduğunu bilmeden, insanlar savaş çıkarıp birbirlerini öldürüyor, diğerleri canlı yayında izliyorlar. Var olduğumuzdan beri birbirimizi öldürüyoruz, oysa doğada hemcinsini öldüren başka tür yok. İnsan tarifi şöyle mi yapılmalı acaba: “Birbirini öldüren canlı türüne insan denir.” Canı sıkılıyor insanın düşününce, sınırlı zaman diliminde sana bahşedilmiş şu muhteşem hayatı sonuna kadar yaşayabilmek ve yaşamı savunmak varken, bir an evvel ölüme koşmak niye? Paylaşmayı bilmeyen beyinlerin kendini üstün kılma çabası nelere yol açıyor. Savaş yıkıntıları içinde, çoluk çocuk demeden ölülerin üzerine basarak yaşamak; “insanca yaşamak” bu olsa gerek… 
İki gün kadar önce Nuri Bilge Ceylan’ın “Kuru Otlar Üzerine” adlı filmine gittim. Dört yıllık doğu hizmetini tamamlamış ve özlemle İstanbul’a tayinini bekleyen Samet öğretmenle Ankara Garı katliamında tek bacağını kaybetmiş, engelli olması nedeniyle istediği yere atanabilecekken Doğu’nun bir ilçesinde öğretmenlik yapmayı yeğ tutmuş Nuray öğretmen çevresinde gelişen olayları, doyumsuz panoramik doğu manzaraları eşliğinde anlatıyor film. Niyetim size filmi anlatmak değil ama insan karakterlerine dair yığınla tahlilin bulunduğu filmi görmenizi öneririm. Hele Nuray ve Samet öğretmenlerinin spagetti+şarap partisinde yaptıkları sohbete, yerinizde duramayıp sizde katılmak istiyorsunuz. Nuray idealist ve hümanist biraz da kitabi cümlelerle kendi sol düşüncesini savunurken, Samet tamamlanmamış aydın kişiliği ile dört yıl doğuda öğretmenlik yaparak bu ülkeye olan borcunu ödediğini sanarak, entelektüel bir dille kendini anlatarak çevremizde sıkça rastladığımız örneklerden sunuyor. Filmde sadece iki öğretmen yok, öğretmen öğrenci ilişkileri, görmüş geçirmiş bir veterinerin çevresinde gelişen muhabbetlerde kayda değer. Mesela veteriner anlatıyor; “adamın iki danasını iyileştirdim, hayata döndürdüm, geldi köpeğimi öldürdü”. “Niye?” diye soruyor Samet öğretmen. Veterinerin verdiği cevap kışkırtıcı: “Çünkü insan!..” Filmi izlemek, konuşulanları anlamaya çalışmak, derin bir kitabı okumak gibi, bir şeyleri çözümlemenin keyfini veriyor insana…