İçinde bulunduğumuz Şubat ayının ilk günleri… Türkiye deprem sarsıntısı ile uyandı güne. Kahramanmaraş merkezli, Güneydoğu Anadolu’daki 11 ili etkileyen bir büyük deprem. On binlerce yapı yerle bir oldu, daha fazlası da aldığı hasarlarla kullanılamaz hale. Resmi rakamlara göre;
-50 binin üzerinde yurttaşımız hayatını kaybetti, çok daha fazlası enkazların altından yaralı olarak kullanıldı. 
Felaketin boyutları kuşkusuz bunlarla da sınırlı değildi. Binlerce kişi de “kayıp” olarak geçti resmi kayıtlara. Manevi kayıpların yanı sıra 100 milyarlarla ifade edilen maddi kayıplar, tüm vatandaşların, depremzedelerin üzerine yıkılacaktı kuşkusuz. Öyle olduğu da gün geçtikçe daha belirgin olarak girmekte hayatımıza. 
Halen başta Hatay olmak üzere bölgede hayat normale dönmüş değil. 
*** 
Tekraren söylemek gerekirse “bununla kalsa” notunu da eklemek gerekiyor. Öyle ki batısından doğusuna, kuzeyinden güneyine tüm Anadolu yarımadası hemen her gün sallanıp durmakta. Jeoloji mühendisleri bunları yorumlayıp, bölge-bölge, hatta il-il adlandırarak uyarılarda bulunmakta. Başta;
-İstanbul olmak üzere kuzey Anadolu büyük fayının uzantısı olarak Marmara bölgesi illeri olmak üzere…


‘Başka kapıya sayın milletvekili!’


Son günlerde yapılan açıklamalarla “deprem gündemine” Eskişehir de dahil edildi. Anadolu ve Osmangazi Üniversitesi öğretim görevlisi jeoloji profesörleri ardı-ardına yaptıkları açıklamalarla konuyu gündeme getirmekteler. Bu açıklar üzerine olsa gerek ilimiz milletvekillerinden İYİ Partili Nebi Hatipoğlu da katıldı tartışmalara. Nebi Bey açıklamalar üzerine Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın yanıtlaması istemiyle bir soru önergesi veriyor. Mealen şöyle;
“-Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nin olası depreme karşı dayanıklılığı nedir? Bu konu araştırılmış mıdır, araştırılmışsa sonuç nedir?” 
-Sanıyorum Milletvekilimiz muhatabını şaşırmış olmalı!.. 
Sağlık Bakanı hastanelerin “dayanıklılığı ve durumlarıyla” niye ilgilensin ki? Devlet hastaneyi yaptırır Sağlık Bakanlığına “Al burayı işlet, vatandaşlara sağlık hizmeti ver” deyip teslim eder. 
O konu, ne bileyim “şehircilik Bakanlığı’nın” İşi değil midir? Kaldı ki, Osmangazi Üniversitesi Meşelik Yerleşkesinde bir tek Tıp Fakültesi Hastanesi yok ki. Onlarca Fakültenin idari birimlerinin çalıştığı ve öğrencilerin eğitim gördüğü çok sayıda yapı bulunmuyor mu?
Merak ediyorum Bakan Koca bu soruya ne yanıt verecek? 
-Başka Kapıya sayın milletvekili, demesi büyük olasılık!


ESOGÜ’nün içinden fay hattı geçiyor mu?


Başlarda değindiğim gibi, Eskişehir’de deprem gündeminde. Jeologların eski ve yeni araştırmalarına göre,  Bursa İnegöl’den başlayarak Konya Akşehir’e doğru uzanan bir fay hattı ve bunun ilimizde şekillenen yan kolları da var. Yılmaz Büyükerşen bunu “Çırçır fay hattı “adını veriyor. Bu şehrin Güneyinden geçmekte. Bir de Kuzeyinde Bozdağ eteklerinden geçen bir hatdaha. Bu ikisi İnönü ilçesinde birleşmekte, sonra İnegöl istikametinde devam etmektedir. Nitekim “Çukurhisar merkezli 1952 depremi bilinen son depremdir ilimiz sınırları içinde. 
Daha önceki “Üstünkörü” açıklamalar bu yönde…
Osmangazi Üniversitesi Jeoloji Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Erhan Altunel. “İçinden geçiyor” iddiaları üzerine yaptığı bir açıklama var ve özetle şunları söylüyor:
“Eskişehir’de bir aktif ay var. Bunun yüzey kırığı (deprem) oluşturup oluşturmayacağı net olarak araştırılmalı. Bu araştırılmadan nereden geçtiği haberleri spekülasyondan ibaret olur.”
Prof. Dr. Altunel görüşlerini şu varsayımlarla noktalıyor;
“Aktif Fay Uzmanı arkadaşlar ve bizim çalışmalarımız Üniversitemiz yerleşkesi içinden geçtiğini dair belirti göstermiyor. Fayın nereden geçtiği ayrıntılı olarak araştırılmalı.”
***
Bu görüş doğrultusunda bizim de bir notumuz olacak;
-Araştırın o halde Hocam!..
Araştırın ki Eskişehir halkının tedirgin hali ortadan kalksın… 
________________ 

DEPREM-20NEBİ-8