İlyas Küçükcan Tunalı Ortaokulu’nda öğretmenliğe başladığım günün ertesinde Behçet Karacaören’le birlikte tanıdığım insanlardan biridir. Türkmen Süleyman’ın torunlarındandır. Bugüne kadar tanıdığım onlarca öğretmen arasında çalışkanlığı ve üretkenliği kadar, toplumu bir arada tutan kültürün yaşatılması  özeninde de önde gelenlerdendir. 
Manzum anlatımlara ara verdiğimde, Gülağa’nın bugünlerde nerelerde olduğunu sorar. İlyas ağabeyi sormadan zihnimizde yaşanan nesnel ve duygusal düşüncelerin kızışan ortamında Gülağa’ nın dilinden dökülenleri paylaşalım:
Öldürmeyin umudu öldürürsünüz canı            
Zihninizden göç eder yaşamın heyecanı            
Yaşam bir gün değildir; o da bugün değildir        
Hiç uğruna harcama damarındaki kanı            

Ne iyilik sonlanır, ne kötülükler biter            
Kurtuluş yok yalandan o da bizimle gider        
Önyargılı insanla yaşamak ise kader            
Sabır ve direncimiz insan eder insanı                

İşaret parmağınla suçluyorsan birini            
Üç parmağın diyor ki ayarla sen yerini            
Kanıta dayandır ki sözünü ve dilini            
Erdem onurlandırsın vücudundaki canı            

Ne iktidar baki, ne iman eden yandaşın            
Gücün yitince bir gün ifşa eder sırdaşın            
Bilge insan değilse yanındaki yoldaşın            
Perişan edecektir kutsal olan vatanı            

Gün gelir de kalırsın kendin ile baş başa            
Utanmak istemezsen doğru ve düzgün yaşa        
Bir güç sevdası için gitme yanlış bir işe                    
Kendin utanmıyorsan torununa hak tanı        

Gülağa  sen sen ol da umudunu yitirme
Hakkı ve adaleti zihinlerde bitirme
Gittiğin hiç bir yere kötüyü sen götürme
Bağışlama  inancı pazarlarda satanı