İBB tarafından yayınlanan İSTANBUL  dergisinin 19’uncu  sayısında Felsefeciler Derneği Başkanı Selin Baktaş, eğitim  programlarını  değerlendirirken “En önemli sorun teorik çerçeve eksiklidir” diyor.
    Bektaş’ın genellemesi  neden önemli? Bir işi yaparken iş yapma tarzınızı, metodunuzu sorgulamış, zihinde bir model oluşturmamışsanız  büyük sapmalar olasılığını artırırsınız.Eğer “teorik çerçeveye” sahipsek:
•    Varsayım üretme ve sorgulamasına,
•    Deney ve deneyim için bir model kurgulamaya,
•    İşleri yaparken değişik metotlar geliştirmeye,
•    İşimizle ilgili “ölçüleri belirlemeye”,
•    “Benzetim ve karşılaştırma” yapmaya,
•    Olguları analiz ederek bir “yargıya ulaşmaya”,
•    “Karar vermeyi” kolaylaştırmaya,
•    Geribildirimle “hatayla yüzleşmeye”,
•    Hataları “düzeltme özgüvenini” artırmaya,
•    “Kendini yeniden üretme”  döngüsünün sürdürebilir hale getirmeye dönük çabalarımızın verimi de artar.
Yeni  nesil OSB’lerin nasıl yönetilmesi gerektiğini sorgulamaya çalıştığımız bu yazılarda  teorik bakış açımızla ilgili birkaç noktayı  paylaşalım:
1    OSB’lerle ilgili yarım yüzyılı aşan deney ve deneyimlerin oluşturduğu bir “veri bazı” oluşmuştur; elimizin menzili altında bulunmaktadır.
2    Elimizin aldığında bulunan verilerin “olgunlaştırılarak işlenebilir hale getirilmesi”, ehlileştirilmesi gerekir.
3    Envanter çalışması var olan verilerde “ eksik ve yanlışları” anlama alanı yaratacaktır.
4    Eksik ve yanlışların bilinmesi, “eksiklerin tamamlanması ve yanlışların düzeltilmesi” konusunda nelerin yapılacağını netleştirecektir.
5    Envanter çalışması her şeyi birden yapma  yerine “kademelendirme metodu” ile aşılabilir:  Hedef alınan alanda   üretimin yüzde 70’ini yapan işyerleri öncelikle ele alınır; “cephe daraltma ve kontrol altında tutma” olanağı sağlanabilir.
6    Yerel envanter vesile edilerek “ kolektif veri üretiminin” yerelle uyuşan va uyuşmayan yönlerini  “anlama süreci” hızlandırılır.
7    “ Veriye ulaşılabilirlik ve erişilebilirlik” deneyle tanımlanabilir; sağlıklı deneyimlere ulaşılabilir.
“Cephe daraltma yöntemi” ile  erişme alanı genişletilir; kent ölçeğinde  envanter “ölçeklendirme” yapmayı kolaylaştırabilir; “proje-odaklı yönetiminin fizibilite tabanlı iş yapma” kanallarını açabilir.
Kentsel ölçekte  kırsal kesim, imalat sanayi ve finansman  konularında “envanter-odaklı”, net bilgi, etkin koordinasyon ve odaklanmış yönetim gereklidir; bugüne kadar kapsamlı bir envanterin yapılmamış olmasının savunacak hiçbir yanı yoktur… Envanter çalışması önerilerine  ilgisiz kalmak da geleceğe iyi bir miras  bırakmayacaktır.
    Kent ölçeğinde  envanter için ne yapmalı, nasıl yapmalıyız?

•    Öncelikle  siyasi irade, bürokrasi, yerel seçilmiş yöneticiler, iş dünyası temsilcileri, emek kesimi örgüt yöneticileri  , medya temsilcileriyle  yapılacak çalıştayda bugüne kadar yapılanların eksikleri, yanlışları sorgulanmalı, bugünkü aşamada neyin nasıl yapılması gerektiğine ilişkin öneriler saptanmalı.
•    Öncelikle  çalışmanın “karargahı” oluşturmalı, yetki sınırları tanımlanmalı, karargahın  öngörme-önlem alma,  denetim ve gözetim alanında neler yapacağı tanımlanmalı.
•     Karargahın  gözetim ve denetiminde günlük çalışmaları  yapacak bir “ yürütme ekibi” seçilerek, bu ekibin  yapılacak işi, verilecek görevleri  tanımlaması  sağlanmalı. Her görevin temel amacı, kimler tarafından, hangi zaman aralığında, nasıl yapılacağı belirlenmeli.
•    Yürütme  ekibi, dana önce yapılmış çalışmalara erişerek bir “meta analizi” yapmalı, yararlanılabilecek  ve yararlanılamayacak  ham veriler ayıklanmalı.
•    Planlanan çalışmaların  “nasıl yapılacağı”  katılımcı  ve kapsayıcı bir anlayışla sorgulanmalı.
•    Her üç ayda bir yapılan  çalışmalar, elde edilen sonuçlar, olanaklar ve kısıtlar gerekçeleriyle  açık toplantılarda sorgulanarak dalgacılığın boşluklarına düşülmesinin önüne geçilmeli.
Burada önerdiklerimizin eksikleri  de yanlışları da vardır… Bir envanterin , sağlıklı verinin, net bilginin, etkin koordinasyonun, odaklanmanın kaynakları etkin ve verimli kullanmanın gerek şartı olduğunu   düşünen  herkes  bu konularla ilgili  düşündüklerini paylaşmalı…  Zihninde  değer üretecek fikri olanın suskun kalması ya art niyetlilik olacak, ya özgüven eksikliği  ya sorumluluktan kaçma yolu… Hiçbir  toplumumuzu  sağlıklı bir geleceğe  götürmez!