Başlıkta işaret ettiğim zorluk, başlığın altını nasıl dolduracağım ile ilgili değil!..
Klavyenin başına oturduğumda, dünün hatta önceki günkü CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve İBB Başkanı İmamoğlu’nun dün ardı ardına gelen açıklamalarının konuşmalarını irdelemek baştan kafamda netleşmişti.
Güçlük şuradan ki, bir yandan o mesajları dinlemek, diğer yandan da o mesajları yorumlamaya çalışmak.
Ve elbet de bu karmaşık düşünce sistemi içinde oluşturmaya çalışırken yazıyı zamanın da yazı işlerine ulaştırmak…
O nedenle yazımız sanki iki bölümden meydana gelecek gibi. Ama konu bütünlüğü korumaya gayret ederek.
İmamoğlu’nun heybesindeki turp!
İlk açıklama ve konuşmanın ilerleyen bölümlerinde İstanbul’dan, büyük kentin Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’ndan geldi. Konuşmanın önemi günler öncesinden kulis bilgileriyle kamuoyuna duyurulmuştu. Nihayet o an geldiğinde anlaşıldı ki “ana tema”, CB ve AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan’ın kısa süre öncesinde “turpların büyüğü heybede” göndermesine İmamoğlu’nun verdiği yanıttı;
-Buyurun sayın Cumhurbaşkanı, büyük turp bu belgelerde!..
İmamoğlu’nun, elindeki belgeleri açıklayarak gösterdiği “Büyük Turp”un adını “Satılmış Bey” olarak açıklayacaktı.
İlk satırlarda belirttim, konuşmanın son satırlarında “durmak yok“ vurgulamasıyla;
-Satır aralarında partisinin Cumhurbaşkanı aday adayı olarak açıklayacaktır.
‘Döndüremez, yıldıramaz!..
Ama “esas ve net” açıklamalar ise, dün Küçükçekmece’de bir törende yaptığı konuşmada geldiği. Satır başlarıyla vurgulamak gerekirse şu vurgulamalarla;
-Yolumuz açık olsun, hizmetimiz hayırlı olsun!...
Devam ediyor İmamoğlu vurgulamaya;
-Bizi kimse bu yoldan döndüremez. Kimse bu yolda yıldıramaz. Bu çok net bilinsin!..
Bunun tek şartını da “net olarak” açıklıyor;
-Ya hep beraber, ya hiç birimiz!..
Söz sırası Özgür Özel’de!..
Değinmiştim yukarıda, “zor ve karma bir yazı olacak” diye. Yukarıdaki satırlar, bir yandan Genel Başkan Özel’in konuşmasının başlayacağı süreç içinde yazılmıştı. Sonrası, Özel’in 1,5 saatte yaklaşan, belki en uzun grup konuşması sona erdikten sonra devam ediyor.
Konuşmanın ağırlığı, CHP’nin yol haritasını açıklamak” olacağı belirtiliyordu ama, onu en sonundaki 5-10 dakikaya sığdırmayı tercih etti. O da;
Net vurgulamalarla!
Nelere değindi kısaca özetlemek gerekirse;
Önce bu açıklamanın geçen hafta bugünlerde İstanbul’daki grup toplantısında yapılmasının kararlaştırıldığını, Ancak Kartalkaya otel faciası nedeniyle canlarını kaybeden 78 yurttaşımız anısına saygı nedeniyle ertelendiğini.
Ve bu arada iktidar çevrelerinin, öncellikle Adalet Bakanının “çarptıran tutumuna” yanıtlar vererek…
Sırada, “seyyar Giyotin” olarak nitelediği İstanbul Cumhuriyet Baş Savcısının baştan başlayarak yıllar itibariyle “icraatlarını(!) tek tek hatırlatarak…
Bu bölümün en sonunda ise hedefinde Cumhur İttifakının ortağı MHP lideri Devlet Bahçeli vardı. O’nun 15 Temmuz değinmesiyle “Sokağa çıkın bakalım” deyişine cevaplar vererek. Bunlar tarihe geçecek kayıtlardı doğrusu…
İki Demokrasi Kahramanımız…
Nihayet sırada CHP’nin olası seçimler öncesinde “yol haritasını” vurgulamaya gelmişti. Bunu yaparken sözlerinin başı ve sonundaki şu vurgu önemliydi;
-Bugün başlıyoruz!..
Özel, Demokrasimizin “iki Kahramanı” olarak nitelediği Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu’nun adlarını andıktan sonra şöyle dedi;
“-İkisiyle de kısa süre önce görüştüm. İkisi de adaylık için ‘partimiz uygun görürse” dediler. Teşekkür ettim kendilerine”
Peki parti nasıl belirleyecek adayını? Onu da Seçmenlere şu çağrıyı yaparak netleştirdi;
“Eğer partimizin adayını belirlemeye katkı vermek istiyorsanız, hemen üye olun!”
Bunun süresi de Mart ve Nisan ayları!..
***
“Zor yazıyı “ noktalamaya geldi sıra.. Bu ve benzer konuları daha çok yazacağız belli ki …
